İçinde bulunduğumuz bu
sonbahar döneminde palamut ve lüfer avcılığı balıkçı kesiminde büyük bir
memnuniyet yarattı. Özellikle palamut balığına hasret kalan toplum bu yıl
ziyadesiyle özlemini giderme fırsatını buldu. Balıkçı kesimindeki 1-1,5 aylık
av dönemindeki memnuniyetin ardından Karadenizli balıkçıların yeni bir şikayet
konusu sahnede yerini aldı. O da ülke balıkçılığımızın her zaman ağır
topu olan hamsinin Karadeniz’deki Türkiye sahillerine olan göçünün bu sene
gecikme yaptığı şeklindeki yakınmalarıdır.
Gerçekten hamsi balığı
bu sene daha sahillerimize inmedi mi, yoksa naz mı yapıyor. Hamsi’nin ortada
bollaşmamasının bilemediğimiz başka nedenleri mi var. Kişisel olarak bununla
ilgili fikir üretmeye, yorum yapmaya fırsat bulamadan 24 Kasım 2012 günü bu tür
yakınmalara açıklık getirmek amacıyla sevgili meslektaşım Ömer Faruk Kara bana
balıkçıları aydınlatma amacına yönelik e-posta aracılığı ile bir not göndermiş.
Esas konuya geçmeden önce okuyucuya Ö. Faruk Kara hakkında bir iki cümlelik
açıklamada bulunmak isterim. Hamsi balığı konusunda ülkemizde yapılan bilimsel
araştırmalarda Ö. Faruk Kara’nın ayrıcalıklı bir yeri vardır. Çünkü kendisi
1972 yılında İÜFF bünyesindeki Hidrobiyoloji Araştırma Enstitüsünde araştırmacı
olarak çalışırken Türkiye balıkçılığını geliştirmek amacıyla FAO
tarafından Türkiye’ye gönderilen balıkçılık biyoloğu İngiliz G. E. Losse ile
elektronik ve akustik stok ölçüm uzmanı İzlanda’lı K. A. Johannesson’nın kontrpartı
olarak görevlendirilmiştir. Bu grup tarafından Karadeniz’de “Arar” gemisiyle
ilk kez akustik cihazlar aracılığı hamsi stok tespit araştırmaları yapılmıştır.
Daha sonra araştırmaların sonuçları bilim dünyasındaki yerini almıştır. Akabinde
kendisi GFCM’de (Akdeniz Balıkçılık Genel Konseyi) Kaynakların Kıymet Takdiri
Komisyonu’nda uzun yıllar Türkiye’yi temsil etmiştir. Endüstriyel balıkçılık
konusunda uygulamalı araştırmalara egemen olan değerli meslektaşımın
özetleyerek gönderdiği bu notu kamuoyu ile paylaşmak, bunun yanı sıra
balıkçılarımızın merakını gidermek, ayrıca notunda belirtmiş olduğu bir hususta
özellikle balıkçılıktan sorumlu merkezi otoritenin dikkatine çekmek
isterim. Yılların kurt araştırıcısı Deniz ve Balıkçılık Bilimcisi
Ömer Faruk Kara’nın yazdıklarını Vira okuyucuları ile paylaşıyorum.
“Henüz Sularımıza
Gelmemiş Olan, Karadeniz Balıkçısını Meraklandıran Genel Hamsi Göçü Hakkında” başlıklı yazıda
her şey sade, öz ve anlaşılabilir. Şöyle ki; Karadeniz denince beraberinde akla
gelen tek balık tartışmasız hamsidir. Hamsi balığı konusunda Karadeniz’e
sahildar ülke araştırıcıları tarafından çok sayıda araştırma yapılmıştır.
Haliyle hamsi ile ilgili literatür bilgileri yoğundur. Hanif Altan tarafından
dilimize çevrilen ve Rus araştırıcısı E. Slastanenko tarafından yazılan
“Karadeniz Havzası Balıkları” adlı eserde hamsinin üremesi ile ilgili bilgilere
de yer verilmektedir. Slastanenko’ya göre (1956); “Karadeniz’de hamsinin
göçüne etki eden en önemli faktör deniz suyu sıcaklığıdır. Hamsinin yaşam döngüsü
içinde, balığın Karadeniz’de yumurtlaması, su satıh sıcaklığının genellikle
19-260 C arasında olduğu Haziran ayı başlangıcı ile Ağustos ayı
başlangıcı arasında gerçekleşir. Karadeniz hamsi balığının uzunluğu 18 cm kadar
olabilmektedir. Karadeniz’in her tarafında yaşar. Sırtı koyu mavi ve siyaha
yakındır. Üreme 17,5–270 C sıcaklık değerleri arasında;
tuzluluğun %012-18; pH 8.3-8.4; derinliğin 5-10 m nadiren daha derin
olduğu sahillerde ve Karadeniz’in batı ile doğu yarısında, geniş bir sahada
Mayıs ortasından Eylül sonuna kadar devam eder.
İhtiyoplanktonoloji
diğer bir ifade ile balık yumurta ve larvaları konusunda ülkemizin en önde
gelen ismi hiç kuşkusuz Prof. Dr. Necla (Arım) Demir’dir. Hamsi balığının (Engraulis
encrosicholus L.) yumurta ve larvalarının Türkiye’yi çevreleyen
denizlerdeki mevsimlik tezahür ve dağılımlarının etüdünü yapan N. Demir’ e
göre; (1957, 1959, 1965, 1968) hamsi yumurtlama periyotları şu şekildedir. Karadeniz’de
Mayıs ayının ikinci yarısı ile Ağustos sonu arası, Marmara Denizi’nde Nisan
ayının ikinci yarısı ile Ekimin ikinci yarısı arası, Ege Denizi’nde Nisan
başlangıcı ile Kasım sonu arası ve Türkiye’nin Akdeniz sahillerinde ise Martın
ikinci yarısı ile Aralığın ikinci yarısı arasındadır.
Özellikle Türkiye
sularında hamsinin yumurtlaması, satıh suyu sıcaklığının genellikle 19-26o
C arasında olduğu Haziran başlangıcı ile Ağustos başlangıcı arası
gerçekleşir.
Et ve Balık Kurumu’na bağlı olarak faaliyet gösteren Balıkçılık Araştırma
Merkezi tarafından 1957 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında Karadeniz’de
yapılan Pektaş ekspedisyonunda toplanan plankton örneklerinde Karadeniz hamsi
balığının yumurta ve larva dağılımları ve yoğunluğu H.Einarson&N.Gürtürk’e
göre şöyledir (1960); Batı Karadeniz’de en yüksek hamsi yumurta ve larva
sayısının güney kısımda ve bilhassa İstanbul Boğazı girişine yakın bölgelerde
olduğu, diğer yumurtlama merkezlerinin de Romanya sahillerinde, kuzeybatı
sığlıklarında bulunduğu ve yumurtanın en bol olarak sahil bölgelerinde
yoğunlaştığıdır. Doğu Karadeniz’de yumurtaların dağılımı ise güneydoğu
kısımlarıyla Kırım Yarımadası’nın güneydoğusunda ve Türkiye sahillerinin
kuzeyinde, üçüncü bir merkez olarak da Samsun civarında bulunduğudur. Larva
tetkiklerinde, yumurtlamanın Karadeniz’in doğu bölgesinde batıya kıyasla daha
erken başladığı gözlemlenmiştir.
Karadeniz’in kuzeyinde
ilkbahardan sonbahar ortalarına kadar üreme ve beslenme dağılımı gösteren
Karadeniz hamsi balığı stokları, bulundukları ortamın deniz suyu sıcaklığının,
genelde sonbahar ortalarında, hamsinin gıda alamayacağı 15-17o C’ın
altına düşmesiyle, balığın sürüler halinde bulundukları ortamdan, daha ılıman
su sıcaklığına sahip, Karadeniz’in güney sahillerine yönelmesine neden olur. Bu
göç rotası genelde, doğu batı istikametinde sahile yakın olan kışlama göçü
seyirleri ile Türkiye sahillerinde, Ekim ayı sonu ve Kasım ortalarında,
Rize-Batum, Ordu–Samsun ve Karadeniz Ereğlisi açıklarında noktalanır.
Hamsi balığının, Türkiye
sularına olması beklenen bu seneki göçünün geciktiği, balıkçılar tarafından
şikâyet konusu edilmektedir. En azından, halkın talep ettiği veya talep gören
satış boyundaki hamsinin sularımızda görülmediğidir. Karadeniz’de devam etmekte
olan hamsi balığı üzerine yapılan araştırma çalışmalarında saptanan hamsi
örnekleri boy ortalamasının 6 cm’ye yakın olduğu söz edilmekte ve bu
hamsinin gelecek seneki stokların korunması için avlanmaması önerilmektedir.
Şüphesiz bu önerinin doğruluğu yadsınamaz.
Hali hazırda yapılan
hamsi araştırma çalışmalarında elde edilen av örneklerinde saptanan hamsi boy
ölçümlerinin ortalama değerleri, genel hamsi göçünün, mevsim hava koşullarına
bağlı olarak, bu sene için geciktiğini işaret etmektedir. Önümüzdeki
günlerde Karadeniz’in kuzeyindeki deniz suyu sıcaklığının 15o C
derece ve daha düşük sıcaklıklara ulaşması halinde, ergin hamsilerden oluşan
stoklar Türkiye sularına gelecektir. Çünkü söz konusu araştırmalarda saptanan
bu seneki sıfır yaş grubundaki balıkları yumurtlayan diğer bir ifade ile üreten
ebeveynler yani avlanma boyunda veya en az bir kere döl vererek kendini meydana
getirmiş hamsiler, henüz Karadeniz’in kuzeyindeki sahalarda bulunmaktadırlar.
Karadeniz’in kuzeyinde Sonbahar mevsimi içinde deniz suyu sıcaklığı düşmeye
başladığında, su sıcaklığından birinci derecede etkilenenler sıfır yaş
grubundaki hamsilerdir. O nedenle, ilk kışlama göçüne başlayacak olanlar sıfır
yaş grubu hamsi yavruları olacaktır. Haliyle, sularımızda görülen ilk hamsi
göçündeki hamsiler de sıfır yaş grubu temsilcileri olacaktır. Bu nedenle, bu
balıkların avlanmaması bir gerekliliktir. Çünkü söz konusu balıklar,
balıkçılarımız tarafından gelecek yılın avına saklanması gereken balıklardır.
Bu düşünce sürdürülebilir balıkçılık açısından veya stokun geleceği açısından
önemli bir konudur.
Diğer bir husus,
avlanması gereken fakat henüz sularımıza gelmemiş olan satış boyundaki ergin
hamsilerin konumudur. Bu balıkların sularımıza ne zaman geleceğinin tahminini
ortaya koyan husus, Karadeniz’in kuzeyindeki, 0-100 m derinliklerdeki su
sıcaklığının dikey dağılım verileridir. Eğer bu veriler 50-100 m derinlikler
arasında 15o C’ye düşmüş ise ergin hamsiler göçe başlamış veya
başlamak üzeredir. Bu göçün sularımıza ulaşması en az 2 haftalık bir zaman
aralığında gerçekleşmektedir. Ayni yaştaki balıklar boy açısından ayni
büyüklükte oldukları için, göç esnasında da, ayni hıza sahip olacaklarından
ayni sürü gruplarını oluşturacaktır. Bu farklı boy veya yaştaki sürüleri
oluşturan hamsiler, kışlama yerine geldiklerinde, ilk göçü gerçekleştiren sıfır
yaş grubu ile karşılaştıklarında karışık sürü oluşumu gerçekleşecektir.
Balıkçılarımız tarafından avlanacak hamsi av örneklerinin büyüklü küçüklü
karışık olması, anaç hamsilerin göçünün tamamladığının işareti olmaktadır.
Bu avlanmada, gelecek
senenin avının sürdürülebilirlik açısından sağlıklı bir boyuta taşınabilmesi
için, mevcut stokun sağlıklı tahmini ve biyolojik açıdan avlanabilir av miktarı
için, av gücüne göre av mevsimi için, kota tahsisinin tahmin hesabı büyük önem
taşıyacağı bir gerçektir.
Bu yıl, Karadeniz
hamsisinin Türkiye sahillerine olan göçünü tamamladığı tarihten itibaren,
süratle balığın sahillerimizde olan stok boyutlarının akustik yöntemle, en az
iki kez ölçülmesi önerilir. Bu ölçümlerin biri, göçün sona erdiği ilk hafta
içinde, diğeri ise hamsi av sezonunun ortalarında yapılmalıdır. Bu
çalışmalardan elde edilecek stok ölçüm verilerin ortalaması, avlanmanın
sağlıklı gerçekleşmesine ve av gücünün tanzimine pozitif anlamda katkı
sağlayabilecektir.
Yazınsal Kaynaklar
ARIM, N. (1957): Marmara ve Karadeniz’deki
Bazı Kemikli Balıkların (Teleostları) Yumurta ve Larvalarının
Morfolojileri ve Ekolojileri. Hidrobiyoloji mecmuası, Seri A, Cilt IV, sayı 1-2.
DEMİR, N. (1959): Notes on the variations
of the eggs of anchovy (Engraulis encrosicholus Cuv.) from Black Sea,
Marmara, Aegean and Mediterranean Seas. Hidrobiyoloji İst. B.4 (4) 180-188.
DEMİR, N. (1965): Synopsis of biological data
on anchovy, Engraulis encrosicholus (Linnaeus) 1758 (Mediterranean
and adjacent seas). FAO Fisheries Synopsis 26:42 pp.
DEMİR, N. (1968): Analysis of local
popularions of the anchovy Engraulis encrasicholus (L.) in
Turkish waters Based on Meristic Characters. İst.Üniv. Fen.Fak.Mec. Seri B, 33
(1-2) 25-57.
EINERSON, H. and GÜRTÜRK, N.(1960): Abundance and Distribution of
Eggs and Larvea of the Anchovy (Engraulis encrasicholus ponticus) in
the Black Sea. Hidrobiyoloji, İstanbul, B.5 (1-2) 72-94.
SLASTENENKO, E. (1956): Karadeniz Havzası Balıkları.
(Mütercim ALTAN, H.) E.B.K. Yayınları. İstanbul.