GELBALDER
Türkiye balıkçılığının içine girdiği krizin giderek
derinleşmekte olmasına rağmen, krizin nedenleri konusunda bir görüş birliği
sağlanamadığı için olası çözümleri konusunda da yeterli ve ciddi adımlar ne
yazık ki atılamamaktadır. Tarihi daha eskilere dayanmasına rağmen 2000’li
yılların başından bu yana geçen her yıl bir öncesinden daha kötü geçen av sezonları,
küçük bir endüstriyel avcı azınlığı dışında avcı filolarının içine girdiği
ekonomik dar boğaz gelmekte olan felaketin en büyük habercisidir. Geleneksel
kıyılarımız tahrip olmuş, en değerli ticari stoklarımız belki de geri
kazanılmaz bir noktaya gelmiştir. Türk balıkçılığı yaklaşık 10 yıldır 3-5
pelajik stok üzerinden varlığını devam ettirmeye çalışmakta mevcut durumun
yarattığı baskılar nedeni ile bu son stoklar da yok olma tehlikesi ile karşı
karşıyadır. İçinde bulunduğumuz bu durum
sadece balık stoklarını yok etmekle kalmamakta, stoklar ve deniz tabanında
baskı yaratmayan geleneksel balıkçılığı ve sosyoekonomik bir gurup olarak ta
geleneksel kıyı balıkçılığını da yok oluşa zorlamaktadır. Günümüz Türkiye’sinde
balık ve balıkçılık sorunları üzerine düşünce üreten, sucul kaynakların
korunması adına faaliyet yapan her kişi ve kurum bilmektedir ki, yapısal bir
balıkçılık reformu için zaman ne yazık ki bitmek üzeredir.
Balıkçılık bürokrasimiz sürecin ve gelmekte olan felaketin farkındadır
ve içinde bulunduğumuz durumdan çıkma konusunda çaba göstermeye başlamıştır. Balıkçılık
yönetiminin bilimsel gerçekleri ve büyük endüstriyel avcı guruplarının baskısı
altında kalan balıkçılık yönetimi bu reform sürecinde STK’lar, akademisyenler
ve küçük balıkçı gurupları dışında ne yazık ki hiçbir desteğe sahip değildir. İdare
tarafından iyileştirme adına atılan her adım büyük avcı gurupları tarafından
direnişle karşılanmakta, içine girdiğimiz bu süreç aynı guruplar tarafından bir
çatışma ortamına dönüştürülmektedir. Mali güçleri ve siyasi ilişkileri ile merkez
bürokrasiyi engellemeye çalışan bu guruplar tabanda reform talebi ile hareket
eden küçük balıkçı guruplarına ve sivil toplum kuruluşlarına karşı giderek
çirkinleşen bir mücadele yolunu seçmekten çekinmemektedirler.
Önümüzdeki sürecin bir reform ve bu reform için mücadele
süreci olacağı artık kesinleşmiştir. Her mücadele ve onun içinden geçtiği
evreler kaçınılmaz olarak düşünce, örgütlenme ve eylem alanlarında bölünmeye
sebep olur. Bu gün Türk balıkçılık camiası bu bölünmeyi yaşamaya başlamış içine
girdiğimiz süreç bir yanda mevcut durumun devamından yana olup avcılık
düzenlemeleri ve doğal sonucu olan avcılık kısıtlamalarına karşı mücadele edenleri
merkezileştirirken diğer tarafta “sürdürülebilir bir balıkçılık ve sucul
kaynakların hakça paylaşımı” için reform talep edenleri birleştirmeye ve
merkezileştirmeye başlamıştır. Bu bölünme karşısında tarafsız kalmak ya da
görmezden gelmeye çalışmak mümkün değildir.
GELBALDER ve dayandığı zemin
Kurulmuş olan dernek bir gurup başlatıcının fikri
birliğinden değil, 4 yıldır balıkçılık reformu için verilen mücadelenin
ihtiyaçlarından doğmuştur. Balıkçı forumu içinde ve çevresinde başlayan bu
hareket önce fikirleri ve eylemleri ile var olmuş, dayandığı meşru zemin ve
bilimsel gerçeklikler nedeni ile de gerek küçük balıkçılar gerekse akademik
camianın ilgisini çekmiştir.
GELBALDER çok basit bir söylemden yola çıkarak savunduğu
talepler
Sürdürülebilir balıkçılık ve hakça paylaşım, geleneksel
kıyının korunması, Geleneksel kıyı balıkçılığının sürdürülebilir balıkçılık
yönetimi açısından önemi, endüstriyel avcılığın dikey büyümesinin yarattığı
sorunlar, çok Paydaşlı mücadele ve çok Paydaşlı balıkçılık yönetimi başlıkları
altında ürettiği ve savunduğu fikirlerle kısa sayılabilecek bir dönemde kabul
görmüştür.
Çok paydaşlı demokratik bir balıkçılık yönetimi için çok
paydaşlı bir mücadele ve tüm STK’larla işbirliği dün olduğu gibi bu gün de
temel prensiplerden biridir. Canlı sucul kaynakların ortak kamu malı olduğunu
savunan GELBALDER, denizlerimizin ve balıkçılığın içinde bulunduğu sorunların
çözümünün ancak çok paydaşlı bir mücadele ve işbirliği ile gerçekleşebileceğine
inanmaktadır.
Dernek kuruluşumuzun sevincini ve onurunu paylaşmak için 28
Nisan Cumartesi günü dernek binamızda vereceğimiz kokteylde siz değer
paydaşlarımızı ağırlamaktan gurur duyacağız.
GELBAKDER
İletişim için
Kenan KEDİKLİ
kenan56@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder