Kıyı Balıkçılığınım Aktüel Sorunları
ve Çözüm Önerileri
1-Kıyı Balıkçısı-Büyük Balıkçı Arasındaki Balıkçılık Saha Paylaşımı Problemi
Azalan
balık stoklarına ve artan balıkçı sayısına bağlı olarak özellikle 2000’li
yılların basından itibaren kıyıdaki balıkçılık kaynaklarından yararlanan
kıyı/artisanal balıkçıları; bu kaynaklardan yaklaşık 1990’ların ortalarına
kadar elde ettikleri av miktarına, dolayısıyla da gelir düzeyine ulaşamamaktadırlar.
Kıyı
balıkçıların en çok yararlandığı hedef türlerin basında kalkan, barbunya,
mezgit, tirsi, lüfer ve palamut ekonomik balıklar yer almaktadır. Bu gün kıyı
balıkçıları için en büyük sorunlarının basında; stokları azalan bu türlerin
avlandıkları alanlar da büyük balıkçılar da avcılık faaliyetlerini
sürdürmeleridir. Av sezonu boyunca yakın kıyı sularına kadar (10 kulaç) yaklaşan
büyük balıkçı tekneleri; derinlikleri 100-150 metreye varan çevirme ağları ile
birlikte hedef tür olarak avladıkları başlıca hamsi, istavrit, lüfer ve
palamudun yanı sıra yoğun olarak kıyı balıkçılarının kullandıkları av
sahalarındaki her türlü balık türü üzerinde de yoğun bir av baskısı oluşturmaktadır.
Bu durum başlıca; (1) Kıyı balıkçılarının av sahasının kısıtlanmasına (gırgır av
periyodu boyunca, özellikle çevirme ağları ile yakın kıyı sularındaki istavrit
av operasyonları kıyı balıkçılarının kullandığı av sahalarında operasyon
yapmakta ve büyük ölçüde küçük balıkçıların kullandığı uzatma ağlarının
operasyon alanı ve kabiliyeti kısıtlanmaktadır), (2) yeterince azalan hedef
türlerden verimli bir avcılık yapılamamasına ve (3) çok farklı av gücüne sahip
bu iki farklı karakteristikteki balıkçı grubu arasındaki ortak saha
kullanımının ekonomik kazanç açısından kıyı balıkçılarının aleyhine
sonuçlanmasına sebep olmaktadır. Diğer taraftan teknolojik ve ekonomik üstünlük
açısından kıyı balıkçıları büyük balıkçılar ile rekabet edememekte, her açıdan
üstünlük büyük balıkçıların elinde
bulunmaktadır.
ÖNER_: Sektörel bazda
kıyı balıkçıları açısından en önemli temel problemi kıyı balıkçıları ile
büyük/gırgır balıkçılarının kullandıkları ortak av operasyon sahası oluşturmaktadır.
Hareket kabiliyeti çok yüksek olan ve denizel ortamdaki her alanı kullanabilen
büyük balıkçı tekneleri için av operasyonu sahasının en azından 1 mil veya 50 m’den
daha az derinlikteki yakın kıyı sularının dışına çekilmesi (bu öneri ancak gemi izleme sisteminin işletilmesi ile mümkün olabilecektir);
(1) yakın kıyı ekosistemindeki gerek
biyoçesitlilik, gerekse de ticari balık türlerini koruma açısından, (2) kıyı
balıkçılarının daha verimli ve rantabl bir avcılık yapmasını sağlayacaktır.
2-Mesleki Balıkçı-Amatör Balıkçı Uygulamasından Kaynaklanan
Sorunlar
Kıyı
balıkçılarının avlandığı alanlardaki ekonomik balık stoklarının işletilmesi konusunda
diğer önemli bir paylaşımcı grup da; sayıları her geçen yıl daha da çok artan‘
amatör balıkçılardır. Yasal/teorik anlamdaki amatör balıkçı tanımı ile
fiiliyattaki amatör balıkçı uygulamaları tamamıyla birbirine aykırıdır. Bu
açıdan bakıldığında amatör balıkçıların varlığı kıyı balıkçılığı açısından başlıca
iki önemli negatif olguya sebep olmaktadır. Bunlar sırasıyla; (1) kıyı
balıkçılık kaynaklarının paylaşımına doğrudan ortak olma ve (2) potansiyel olarak
mesleki kıyı balıkçı sayısının giderek artısına neden olmaktadır.
Bu
gün amatör balıkçı ruhsatı alan her vatandaş kıyı balıkçısı gibi avcılık faaliyetlerinde
bulunmakta, olta ve paraketenin dışında diğer av araçlarını da kullanmakta ve sınırsız
miktarda balık avlayarak, bu balığı kendi yerleşiminde, balıkçı kooperatifi yönetiminin
dışında, bağımsız olarak pazarlayabilmektedir. Hukuksal ve idari açıdan mesleki
tanımın tam olarak netleştirilememesinden ileri elen böylesi bir haksız rekabet
büyük ölçüde yasalardan; yasalardaki boşluklardan kaynaklanmaktadır. Neticede
bu haksız rekabetin bir sonucu olarak kıyı balıkçılık kaynakları hakkı olmayan
bir grup tarafından ticari olarak kullanılmakta ve gerçek
kullanıcılar/yararlanıcılar olan kıyı balıkçıları mağdur olmaktadır. Oysa
amatör balıkçılık gerek iç sular, gerekse de denizel ortamlar için net olarak tanımlanmıştır.
Amatör balıkçılar ticari anlamda balıkçılık faaliyetinde bulunamaz. Aksine bu uğrasının
karşılığında ilgili kamu kuruluşlara/organizasyonlara bir bedel ödemek zorundadır.
Her türlü olta takımı, serpme ve yemlik uzatma ağı dışında bir teknede herhangi
bir av aracı varsa, mevzuata göre bu artık ticari avcılık faaliyetidir ve
ruhsatlı tekne ile yapılması zaruridir. Ruhsatsız tekne ile ağ kullanarak
avcılık yapan kişi her ne kadar mevsimsel de çalışsa artık amatör avcı değil
kaçak/illegal avcıdır. Bu faaliyete de amatör avcılık faaliyeti denemez. Ruhsatsız
teknelerdeki bu tür avcılık faaliyetinde bulunanlara karsı denetimler
yürütülmesine karsın uzun vadede amatör balıkçılıktan mesleki balıkçılığa geçiş
süreci artarak devam
etmektedir.
Bu geçiş yasal tamının ötesinde daha çok fiili avcılık olarak ortaya
çıkmaktadır.
Amatör
balıkçıların kıyı balıkçılığı üzerine olan olası etkilerini su şekilde
özetlemek mümkündür.
(1)
Amatör balıkçılar ileriki aşamada; orta ve uzun vadede bir şekilde yolunu bulup,
yasal boşluklardan da yararlanarak (aktif olmayan, eski teknelerin ruhsatını
satın alarak, teknelerini nitel ve nicel olarak büyüterek) mesleki balıkçı
hüviyetine sahip olmaktadır. Bu süreçteki avcılık operasyonlarında illegal
durumlar da söz konusu olmaktadır.
(2)
Kıyısal balıkçılık kaynaklarına; ticari öneme sahip balık kaynaklarını mesleki
balıkçılar gibi avlamakta ve pazarlamaktadır. (3) Mesleki balıkçıların başka
bir yan geliri olmamasına karsın; amatör balıkçıların çok büyük bir kısmının
birincil anlamda önemli bir geliri bulunmaktadır. Çoğunlukla da bu grup emekli
isçi ve memurlardan oluşmaktadır. Mesleki balıkçılar avladıkları avdan elde
ettikleri geliri büyük ölçüde av malzemelerine ve işletme giderlerine
harcamalarına karsın, yasam standartlarından ötürü amatörler için bu anlamda herhangi
bir problem yoktur. (4) Amatör balıkçılar daha çok yaz dönemi balıkçılığı yapmaktadır.
Yaz periyodu büyük balıkçılık açısından aktif olmadığı için, kıyı
balıkçılarının avladığı balımın pazar değeri de normal av sezonuna göre artmaktadır.
Ancak amatör balıkçıların bu dönemdeki avı pazar fiyatlarının düşmesine sebep
olmakta, bu da kıyı balıkçılarının gelirini etkilemektedir.
ÖNER_: Özellikle kıyı
balıkçılığı açısından etkin olan ve sayıları neredeyse mesleki balıkçıların
üstünde olan amatör balıkçılığın yapısal ve hukuksal anlamda yeniden tanımlanması
ve ticari balık avcılığı aktivitelerinde bulunmaması sağlanmalıdır. Aksine tüm amatör
ruhsatlı balıkçılar kendi yerleşimlerinde dernekleri vasıtasıyla organize
edilerek bir bedel karşılığında bu hobilerini tatmin etme yolları sağlanmalıdır.
3-Balıkçı Kooperatiflerinin Yönetimsel ve _işlevsel Sorunları
Hukuki/idari
mevzuat ve isleyiş açısından, balıkçı kooperatifleri günümüzde mesleki balıkçıların;
özellikle kıyı balıkçılarının her türlü problemine karsı cevap verecek düzeyde değildir.
Balıkçılık mesleki ve bu mesleğe sahip insanların sosyal-kültürel ve ekonomik gelişimi
üzerindeki etkisi son derece kifayetsiz olup, balıkçılığın gelişimi açısından fonksiyonel
bir isleyişe sahip değildirler. Basta balıkçılık eğitimi olmak üzere ortakların
mesleki sorunları, avcılık ile ilgili teknik ve biyolojik bilgi birikimini
arttırma, avın değerlendirilmesi, ortaklara ucuz kredi ve avcılık için gerekli
malzeme, alet-ekipman gibi destekler yok denecek düzeydedir. Bu gün
kooperatifler ortaklarına sadece mevzuatlar için
gerekli
matbu/resmi evrakların onaylatıldığı, işlettikleri lokal veya /kahvehane kıyı
balıkçıları için bir sosyal iletişim aracı olmanın ötesinde, mesleki aidiyet
duygusunun oluştuğu basit bir organizasyon olarak bakılabilir. 2010 yılından başlamak
üzere; son iki yıldır hamsi avı ile ilgili balıkçı teknelerine tahsis edilen
kota uygulamaları için gerekli olan karaya çıkış noktası av kayıtları
kooperatifler aracılığı ile yapılmakta ve bu hizmetin karşılığı olarak hamsi av
sezonu boyunca elde edilen gelir kooperatife bir gelir sağlamaktadır. Ancak
kısa süren av periyodu nedeniyle bu gelir de yeterince tatmin edici
olamamaktadır. Balıkçı kooperatiflerine ortak/üye kabulünün prosedürü/koşulları
çok kolay ve basittir.
Kooperatife
üye olmanın en önemli göstergelerinden birini oluşturan ve mesleki balıkçı olmanın
da bir anlamda tescili olarak kabul edilen ruhsatlı tekne sahibi olmayan kişiler;
sarı ruhsata sahip tayfalar da kooperatife üye kabul edilmekteydi. Bu uygulama
2010 yılına kadar devam etmesine karsın; 2010 yılından sonra kooperatif ana sözleşmesinde
tekne sahibi olmayan balıkçıların kooperatife üye kabul edilmesi önlenmiştir.
Bu yeni uygulama sonrasında, bu hakkı elde edenlerin üyeliklerinin devam
edip-etmemesi halen tartışılmaktadır.
Genel
olarak herhangi bir balıkçı yerleşiminde faaliyet gösteren kooperatif üyeleri başlıca
üç ayrı kategoriden oluşmaktadır.
(1)
Ruhsatlı av-üretim aracına (tekneye) sahip gerçek balıkçılar,
(2)
Tayf acılık yapan balıkçılar ve
(3)
Balıkçı ruhsatı olan ancak balıkçılıkla herhangi bir ilgisi bulunmayan üyeler.
Gerçekte çok müşkül bir meslek grubunu oluşturan tayfalar da, hem av sezonunda
büyük teknelerde, hem de av sezonu dışında da, aile içi kıyı balıkçılığında yeterince
tatmin edici bir s garantisi ve sosyal güvenceden yoksun olarak bu mesleği
sürdürmektedirler. Sosyal manada mesleki güvencenin olmayışı, avcılık yapılan teknelerdeki
pay/gelir paylaşımının; 10 yıl, 15 yıl öncesine göre av veriminin ciddi oranda azalması,
büyük teknelerin aktif av sezonundaki mevsimlik isçilik süresinin giderek
daralması gibi sebeplerden ötürü de ekonomik olmaktan çıkmıştır.
ÖNER_: Sırasıyla;
(1)
Kooperatiflerin hukuki, idari ve ekonomik olarak yeniden yapılandırılması ve
ortakların kooperatiflere olan sorumluklarının da güçlendirilerek, sorumlu bir
ortaklık kavramının hayata geçirilmesi ve bunun yasal zemininin oluşturulması.
(2) Kooperatiflerin, mali açıdan güçlendirilmesine yönelik önlemler alınması.
(3)
Büyük ve küçük balıkçı kooperatifleri arasında da, kendi statülerine uygun
farklı bir yapılanmaya gidilmeli, her bir grubun basta avcılık sahası olmak
üzere balıkçılık kaynaklarının yönetiminde, kontrol hizmetleri dahil merkezi ve
taşra kuruluşları ile birlikte sorumluluk alması,
(4)
Karaya çıkarılan avın pazarlanmasında etkin bir rol üstlenmesi sağlanmalıdır.
(5)Pazarlama da; basta depolama olmak üzere soğuk zincirin kurulması ve
toplama, tasıma ve açık arttırma/müzayede islerinde kooperatifin aktif rol
almasının yolu açılmalıdır.
(6)
Ucuz, kaliteli üretim aracı/malzemesi, hammadde sağlamak, üretim araçlarının
(tekne-ağ) bakım/onarım, tamir/yapım gibi islerinde kooperatifin sahip olduğu
veya aracılık ettiği atölyelerde daha kaliteli ve ucuz hizmet sunulmalıdır.
4-Kıyı Balıkçıları için
Küçük Girdi/işletme Destekleri ve istihdam Olanakları (AG,
Tekne Bakım-Yapım-Onarım Atölyeleri)
Kıyısal
balık stoklarının azalması ile birlikte günümüzde kıyı balıkçıları artık elde ettikleri
günlük av ile aile içi asgari yasam standardını sağlayamamaktadırlar. Kısaca
artisanal balıkçılık artık tek basına yeterli bir kazanç kapısı olmaktan çıkmıştır.
Kıyısal
bölgelerdeki önemli bir nüfusa istihdam olanağı sağlayan kıyı balıkçılığı ve
mesleki balıkçıların kooperatifler aracılığı ile veya bireysel olarak hükümetlerce
desteklenmesi, en azından av araç-gereçleri (ham ağ materyali ile tekne
bakım-onarım (tersaneye/kızağa çekme) masrafları için kontrollü, uzun vadeli
ucuz kredi olanaklarından yararlandırılması kaçınılmazdır.
Kıyı
balıkçıların en önemli giderini ham ağ temini ve tekne bakım masrafı oluşturmaktadır.
Özellikle son iki yıldır Bakanlıkça misina ağı kullanımına getirilen yasak (Kıyı
balıkçılarının kullandığı misina materyali için Eylül, 2011 tarihi
itibariyle tamamen yasaklanmıştır) nedeniyle; bu geçiş sürecinde
balıkçı palamut uzatması hariç (bu av aracı sentetik materyalden
donatılmaktadır) elindeki tüm ağları sentetik ağ materyali ile değiştirmekte
ekonomik olarak zorlanmaktadır. Ordu ve Giresun kıyı balıkçıları ile yapılan mülakatlarda
Giresun’daki kıyı balıkçılarının yaklaşık %90’ı, Ordu’dakilerin ise yaklaşık %40’ı
mali açıdan bu geçişi sağlayamadıkları beyan edilmiştir. Kıyı balıkçılarının kullandıkları
ağ tipleri başlıca; kalkan, mezgit-barbunya, istavrit, palamut-lüfer, tirsidir/molozuma
gibi dip ve plajı uzatma veya voli (kıyı çevirme ağları) ağlarından oluşmaktadır.
Fiyat açısından iki ağ tipi arasında %100’e varan bir fiyat farkı ulunmaktadır.
Bir kutu sentetik ipliğin balıkçıya olan maliyeti 40 TL, misina ağının ki ise
20 TL’dir. Bu farkı karşılayamayanlar ya bankalardan kredi çekiyor, ya da kredi
çekmeyi göze alamayanlar, büyük teknelerde tayf acılığa gidiyordur. Kıyı
balıkçılarının operasyon esnasındaki en büyük ağ kayıplarına yunus popülasyonları
sebep olmaktadır. Özellikle yaklaşık beş gün veya bir
hafta
boyunca denizde kalan kalkan uzatmaları en fazla yunuslara maruz kalmaktadır. Diğer
dip balıkları için de benzer bir risk bulunmaktadır. Benzer bir maddi
imkânsızlık da yaz aylarında balıkçı teknelerinin kızağa çekilmesi sırasında
tekne için yapılan yıllık bakım ve onarım masrafıdır. Bu masrafın en önemli
kısmı boya ve macuna gitmektedir. Diğer bir önemli masraf kalemi de teknenin kızağa
çekilmesi için bağlı bulunduğu yerleşimden uzaktaki bir tersaneye taşınması
sırasında ortaya çıkmaktadır. Karadeniz kıyısı boyunca hemen hemen her yerleşimde
tekne yapımından, tamir-bakıma kadar geleneksel gemi ustaları bulunmaktadır.
Tekne yapımı Karadeniz kıyı insanları için geleneksel bir zanaat dalıdır. Bu
gün bile birçok lokalizedeki kıyı insanları bu mesleğin en inceliklerini yerine
getirebilecek yetenekteki ustalardır. Her balıkçı limanı ve barınağında en az
iki kişilik bir esnaf grubunun desteklenmesi ile balıkçılık sektörü için yenidir
is/istihdam alanı açılacağı gibi aynı zamanda kıyı balıkçıları kendi yerleşimlerinde
daha az masraf ile tekne bakım, onarım ve yapım islerini yerine
getirebileceklerdir. Hem yeni bir istihdam alanı yaratılmış olacak, hem de
balıkçılara daha az bir harcama ile daha kaliteli bir isçilik hizmeti
sunulacaktır. Yerel düzeyde; balıkçı barınak ve liman lokalizelerinde bu yeni
is alanlarının oluşturulması ile birlikte Karadeniz kıyısı boyunca; kıyı
balıkçıları ile ilişkili yeni bir sektör doğacaktır. Özellikle bu kapsama büyük
balıkçılar için daha da önemli olan ağ donanımı, tamir ve bakımı için sürekli
bir is alanı da devreye girecek, sadece bu isi yapan meslek erbapları yetişecektir.
5-Sosyal Güvenlik Sistemindeki Yetersizlikler
Balıkçılık
sektörü içerisinde, özellikle doğrudan avcılık yapan mesleki balıkçı grubu ve
tayfların sosyal güvenlik sisteminden tam olarak faydalandıkları söylenemez. Hükümetlerce
büyük oranda “ isteğe Bağlı Tarım Sigortası” kapsamına
alınan kıyı balıkçılarının büyük bir çoğunluğu bu günkü kazançları ile aylık
asgari bedellerini ödemekte zorlanmaktadır.
Sosyal
Güvenlik Sistemi içerisinde balıkçı topluluklarının diğer gruplardan ayrılarak
yeniden ele alınarak değerlendirilmesi ve devletin balıkçıların eski ödenmemiş
Dr. Mustafa ZENGİN
(TR90 DOGU KARADENİZ BÖLGESİ
SU ÜRÜNLERİ SEKTÖR RAPORU:
Su Ürünleri Merkez Araştırma
Enstitüsü, Trabzon.
Bu proje 2011 Yılı Doğrudan
Faaliyet Mali Destek Programı kapsamında Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı
tarafından desteklenmiştir)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder