Bu yazının amacı elbette bir polemik yaratmaktır. Bu
polemiğin tarafları kardeş saydığımız amatör dernekler, tüm amatör balıkçılar,
tüm balıkçılık faaliyetlerinden sorumlu resmi otorite olan Balıkçılık ve Su
Ürünleri Genel Müdürlüğü ve geçtiğimiz günlerde yarışmaya sponsor olan Kocaali
belediyesidir. Bu yarışma vesilesi ile ortaya çıkan mevzuat yetersizliği, kişi
ve kurumların pozisyonları ve sürdürülebilir balıkçılık mücadelesinde paydaş
olmaları gerektiğine inandığımız yerel yönetimlerden birinin (bu yarışmaya
sponsor olan belediyenin) düştüğü durumdur.
Önce hadiseyi bir özetleyelim.
Bir derneğimiz “Kalkan
balığı yakala bırak” yarışması için müracaat etmiş, Kalkan balığının üreme
döneminde olması nedeni ile merkezi
otorite tarafından bu başvuru red edilerek yarışmaya “Yakala bırak balık avı yarışması” olarak izin almıştır. Hal böyle
iken yarışmanın tüm tanıtım faaliyetinde yerel belediye başta olmak üzere iki
derneğin ve bir federasyonun adının olduğu afişler sosyal medyada dolaşmış
hatta yarışma günü asılan bir pankart ile de bu yarışmanın “Kalkan avı yarışması”
olduğu ilan edilmiştir.
Ortaya garip bir durum çıkmış, üreme döneminde olan bir
balığa dair bir yarışma,ret edildiği halde, alınan izne uygun olmayan bir yarışma düzenlenmiş ve tanıtımı da bu şekilde yapılmıştır. Kısaca iş kılıfına
uydurulmuş kamuoyundan özür dileyerek yarışmayı iptal etmek yerine “tüm sürdürülebilir balıkçılık paydaşlarını
karşılarına almak pahasına”, yarışma “Kalkan Balığı Yakala Bırak Yarışması” olarak” yapılmıştır.
Bu yarışma bizi neden
ilgilendiriyor, neden tepki duyuyoruz ?
Arkadaşlar, Kalkan balığı stokları aşırı derecede yıpranmış ve
nerede ise yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Benim çocukluğumun fakir
balıklarından olan Kalkan balığının geçtiğimiz yıllarda kilosu 60 tl ye
düştüğünde gazetelere haber olduğunu hatırlatmak isterim. İşte biz böyle bir
balığa dair yapılan yarışmayı tartışıyoruz. Kendi aramızda 3-4 yıl için
yasaklanmasını tartıştığımız bir dönemde yapılan bu yarışma bizi
ilgilendiriyor.
Hiç şüphesiz Kalkan balığının içinde bulundu bu durumun
sorumlusu biz ticari balıkçılarız. Sorun bir gurup amatör arkadaşın 3-5 balık
avlaması değildir. Sorun her türlü yasa dışı avcılığa karşı mücadele eden,
etmeye çalışan STK ların faaliyetleri ve farkındalık yaratma çabalarının
görmezden gelinerek yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan bir canlı türü
üzerinde (ve üreme döneminde )faaliyet yapılmasıdır.
Hepiniz elinizi vicdanınızın üzerine koyup düşünün, evine
ekmek götürmekten başka derdi olmayan ve yasak zamanda ağ atan balıkçıya biz
nasıl yapma kardeşim diyeceğiz. Baksana orada yarışma yapılıyor, sen önce ona
git demezler mi adama. Bir tarafta ekmek derdinde olanları engellemeye, koruma
fikrine kazanmaya çalışırken bu yarışmayı sadece bir sosyal faaliyet olarak
yapanların duyarsızlıklarına tepki göstermekte haksız mıyız.
Bu tepki ne bir derneğe nede konunun öneminin henüz farkında
olmayan amatör arkadaşa değildir. Bu tepki; böyle bir yarışmayı engellemeyen
(belkide engelleyemeyen ) resmi otoriteye, bu sivil toplum örütlerinin önderliklerine
ve amatör balıkçılığın kanaat önderlererinedir.
Bu satırların bir çok dostu hafiften kızdıracağını, hatta
biraz da üzeceğini biliyorum. Onların bu yarışmadan nasıl rahatsız olduklarını,
nezaketleri ve dernekler arasında bir rekabet görüntüsü vermeme amacı ile
sessiz kalmaya çalıştıklarınıda biliyorum. Yalnız herkesin bir şeyi bilmesini
ona görede tavır almasını bekliyorum. Denizlerde ve özellikle de kıyılarda
balık olmaz ise ne amatör avcılık kalır nede küçük ölçekli kıyı balıkçılığı.
İşte bizleri paydaş yapan bu konuda bir olmak birlikte hareket etmek
zorundayız. Ayrı durabiliriz ama “sorumsuz balıkçılığa” , bu
doğrultuda ki girişimlere karşı
çıkabilir, birlikte vurabiliriz. Bu bizim STK’lar olarak görevimizdir.
Bu yarışma göstermiştir ki;
Konular hakkında bilgisizlik,
Mevzuat konusunda yetersizlik,
Balık ve balıkçılık konusunda ciddiyetsizlik vardır.
Yazdığım başlıkları açayım.
Üreme zamanında yakala bırak yarışması olmaz, yumurtasını
dökmek için yer arayan balığı strese sokar ve uygun sahaya yumurta dökmesini
engellersiniz. Ayrıca, yakala bırak yarışmalarında üreme zamanları olmasa bile
her türü avlayamazsınız. Yakaladığınız balığı salmanız onun yaşadığı anlamına
gelmez. Stres nedeni ile yüzme keseleri şişen ve mideleri dışarı çıkan balıklar midelerini içeri iterek suya
bıraksanız bile neredeyse tamamı ile ölür, çok azı kurtulur. Üzerine
tartıştığımız Kalkan balığı hareketsiz olan yemleri tamamı ile yutar. Bu
nedenle yutulmuş iğneyi balığa zarar vermeden çıkartmak oldukça zor bir iştir.
Nitekim geçen senenin yarışma fotoğraflarından birinde ölmüş bir Kalkan balığı
gayet net görülmektedir.
Bu yarışma göstermiştir ki mevcut mevzuat yetersizdir.
Amatör tebliğ hızla yeniden düzenlenerek;
Üreme zamanlarında yarışma yapılamayacağı,
Yakala bırak yarışmalarında kullanılacak av araçlarının ve teknik
özellik ve ölçülerinin türe göre belirlenmesi,
Yakala bırak yarışması yapılamayacak balık türlerin kesin bir şekilde
listelenmesi gerekmetedir.
Balık ve Balıkçılık konusunda ki ciddiyetsizlik iddiama
gelince;
Yarışmanın yapıldığı bölgede balıkçılığın küçük ölçekli
ekonominin içinde önemli bir yer tuttuğu bilinen bir şey iken, bölge
belediyesinin adını böylesine hatalı bir yarışmaya vermesi hatta daha da kötüsü
sponsor olması büyük bir ciddiyetsizliktir. Belediyeler her türden, sosyal ve
çevresel konularda paydaş olmak ve bu paydaşlığın gereklerini ciddiyet ile
yerine getirmek zorundadır.
Bu yarışmayı düzenleyen arkadaşların (özel görüşmelerim de
oldu ve aslında durumun farkındalar) bir kez ilan ettik diyerek bu yanlıştan
dönmemeleri ve daha da vahimi üzerinde faaliyet yaptıkları alanda tam bir bilgi
eksikliği içinde olmamaları da başka bir ciddiyetsizliktir. Sosyal medyada
bilim kuruluna sorduk öyle yapıyoruz demelerine rağmen söz konusu hocalar böyle
bir yarışmadan haberdar olmadıklarını, haberdar olmaları durumunda da onay
vermelerinin mümkün olmadığını beyan etmişlerdir. En azından bilmedikleri bir
konuda kendi bilim kurullarına danışarak bir ciddiyet örneği gösterebilirlerdi.
Ez cümle;
Bu yarışma ve bu yarışma ile yan yana adı geçen her kurum ve
bireyin “sürüdürülebilir balıkçılık
taraftarları” nezdinde lekelendiği bir gerçektir.
Bu lekeyi temizlemek kendilerine düşmektedir ve ben gerekeni
yapacaklarına inanıyorum.
Kendilerinin balıkçılık kamu oyuna bir özür borçları vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder