İş kazaları ancak infial uyandıracak büyüklüklere ulaşınca
yer almaya başladı medyada. Oysa ülkemizde her gün ölümlü bir iş kazası var.
Evlerine ekmek götürebilmek için daha güvenli iş bulamayan insanlarımız ölümü
veya sakatlığı göze alarak çalışıyorlar. Madencilik, İnşaat sektörü ve
denizcilik bu alanların başında geliyor. İnsanlar ölüyor, ocaklara kor ateşler
düşüyor ancak biz bu ölümler kitlesel olunca farkına varıyoruz olan bitenin.
Varıyoruz da ne oluyor, bir sonrakini ne kadar unutuyoruz.
Her seferinde tekrar yaşıyoruz aynı acıları, aynı öfkeyi ve umutsuzluğu.
Kalkınmanın adını ne pahasına olursa olsun büyümek ve ne pahasına olursa olsun
sermaye birikimi olarak koyduğumuz zaman yaptığımız her işte Pazar ve maliyet
masraflarından başka bir şey olmuyor gündemimizde. Ne yitirdiğimiz insanları
yazıyoruz bilançolarımıza nede canlı kaynaklardan yitirdiklerimi. Demir
başlarımızın arasında ne doğa var nede insan. Ham maddenin, üretim
aracının ve insan emeğinin maliyetini
hesaplıyoruz da diğer yitirdiklerimizi yazmıyoruz bir türlü zarar hanelerimize.
Canlar gidiyor, ocaklar sönüyor ve biz sadece üzülüyoruz. Toplumsal
acılarımızın kitlesel halde sebep olduğu travmaların yeri yok
maliyetlerde. Tıpkı kaybolan Uskumru'nun, yitirmek üzere olduğumuz Kalkan
balığının, Bodrum’un ünlü Dil balığının, Mercanın, Istakoz’un ve onlarcasının maliyetlerde yerinin olmadığı gibi.
Ne kaybettiğimiz Arıların hesabını yapıyoruz nede her gün
daha da yok olan yaban hayatının. Varsa yoksa kalkınma varsa yoksa ekonomik
büyüme. Doğası tükenen dünyanın, insanı iş kazlarında umarsızca ölen bir
toplumun aslında büyümediğini, sadece gelecekten çaldığını
göremiyoruz.
Üretim planlamalarımız da, kar ve zarar hesaplarımızda ne
doğa var nede insan.
Kaç işçiyi öldürdük, kaç ağacı kestik, ne kadar su
kirlettik, ne kadar tür yok oldu. Bunların hesabını tutmuyoruz. Ölümler
istatistiklerde ruhsuz rakamlar olmakta öteye gitmiyor.
Sonra karşımıza çıkıp kader diyorlar, diye biliyorlar.
Oysa unutuyorlar kader ve kazadan bahsetmek için tüm
tedbirleri almış, planlamalarımızı kazaları ön görerek yapmış olmamız gerekir.
Bunları yapmamışsak eğer söz konusu olan kaza değil ihmaldir. Bu tarz
ihmallerin Ceza Huhukunda ki yeri ise “Kastı aşan fiillerdir” "ihmal sebebiyle
ölüme sebebiyet" vermektir. Hatta, İhmal sebebi ile toplu ölüme sebebiyet vermektir.
İyi de ihmalin bu kadarı cinayettir mi dediniz, iyi niyetime saflığıma verin
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder