Zor günler yaşıyoruz, şiddetin egemen olduğu ülkemizde son
günlerde etrafa yayılan bomba kokularına balıkçılıktan daha doğrusu “sürdürülebilir
balıkçılık ve küçük ölçekli balıkçılığın korunması mücadelesinden” gelen pis
kokular karışıyor. Son zamanlar ortalıkta dolaşan İstanbul Birlik mahreçli 18
artı 18 söylentisinin doğruluğunu öğrendiğimizde belli ki “yorgunluk ve kafa
karışıklığı var” diye değerlendirmiş haberler üzerine değerlendirme yapmayı da
işin aslını astarını öğrendikten sonraya bırakmıştık. Konuyu bilmeyenler için
söyleyeyim 18 formülü derinlikte 18 metre Lüfer avlanma boyunda ise asgari boy
olarak 18 santimi ifade ediyor.
İçerisinde 8-10 gırgır avcısı bulunan İstanbul Birlik
Çatalca’da kooperatif temsilcileri ( 30 koop ) yaptığı toplantı sonrasında
Lüfer’in avlanma boyunun 18 santim arızi boy oranının da %5 olmasının yanı sıra
Gırgır avcılığında derinlik sınırının 18 metre olmasına karar vermiş tebliğ
önerisini de bu yönde tanzim ederek genel müdürlüğe yollamış.
Olayı ilk duyduğumuzda bu kararın nasıl alındığı konusunda
ki ilk girişimlere verilen cevaplar kooperatiflerin ortak kararı olduğu ve
demokratik bir şekilde gerçekleştiği doğrultusundaydı. Israrlı çabalarımız
sonucunda kooperatiflerin ve ortaklarının yaklaşık 1/3 üne ulaştık ve bu
karardan haberlerinin olmadığını öğrendik. Çatalca’daki toplantıya katılanlar
ise bu konuda bir oylama yapılmadığını sadece “bu öneriye itirazı olan var mı
sorusunun sorulduğunu 2 kişi dışında kimse itiraz etmeyince 18+18 formülünün
tebliğ önerisine dönüşerek metne girdiği anlatıldı.
Son 7 yıldır yükselen mücadelede sancak taşıyan bir birlik
nasıl oldu da ( kimse kusura bakmasın ) nereyse ihanet çizgisinde ki bu karara
imza attı? Birlik yönetimi bu kadar önemli bir kararda oylama yapmak yerine “itiraz
eden var mı “ diyerek ( yönetim kendi fikrini örterek ) bu ihanetin
sorumluluğunu toplantıya gelen kooperatif temsilcilerinin sırtına yıktı? Bu
soruların cevapları yakın zamanda tüm netliği ile ortaya çıkacaktır. Bu güne
kadar hiçbir gerçek gizli kalmadı ve biliyoruz ki hakikatler ısrarcıdır. Ben
şimdiden (en azından kendi adıma) sıkı
sıkıya yapıştığım hakikatin yakasına yapışmaya devam edeceğim. Şimdiden iddia
ediyorum ki “Danışma Kurulu toplantısına kadar hakikati bütün çıplaklığı ile “
ortaya koyacağım.
Gelelim bu yazının amacına;
Bu yazının amacı ne Birliği nede Birlik Yönetim Kurulunu
yıpratmak değil yapılan bir hatadan zaman varken dönmek için bir zemin bir
fırsat yaratmaktır. Bu Birliği var eden unsurlarla bizim yol birliği ve amaç
birliğimiz vardır. Daha da ötesi bu birliğin balıkçıları ile kader birliğimiz
vardır. Bize düşen yaklaşmakta olan felaketi İstanbul’un küçük balıkçıları ile
paylaşmak çok kısa bir zaman sonra kopacak kıyameti yol yakınken ve vakit
varken durdurmak için gerekeni yapmaktır. Bize düşen Genel Müdürlüğe sunulan bu
tebliğ önerisini bütün İstanbul balıkçısı tarafından bilinir hale getirmek ve mücadele
ile elde edilen Birlik itibarını küçük balıkçının sürdürülebilir bir gelecek
hayalini korumaktır.
Şu ana kadar (birisi birlik yöneticisi olmak üzere)
konuştuğum bütün arkadaşlara iki soru sordum;
1-
Birliği oluşturan kooperatiflerin ortakları
arasında oylama ya da anket yapsak 18+128 formülü kabul görür mü?
2-
Siz danışma kurulu toplantısında bu önerileri savunabilir misiniz ?
Birinci soruya verilen cevap birlik tabanından böyle bir
kararın çıkmasının mümkün olmadığı idi.
İkinci sorunun cevabına gelince; Benim görüştüğüm
arkadaşların neredeyse hepsi danışma kuruluna katılmaları durumunda bu öneriye
kaşı çıkacaklarını beyan ettiler. Peki, Birlik Yönetimi oylama bile yapmadığı
ve kendi eğilimini belli etmediği ( acaba bir taktik mi idi demekten alamıyorum
kendimi ) bir toplantıya katılanlara mı yıkacak sorumluluğu?
Birlik yönetimi biz kararı temsilcilere bıraktık diyerek bu
rezaletten kendisini kurtaramaz. Siz toplantıya katılan ortaklarınıza neden
itiraz etmediniz diyebilirsiniz ama aynı soruyu bizim de size soracağımızı
unutmayın. Siz ortaklarınıza neden itiraz etmediniz diyeceğiz size. Neden 18+18
formülünün 2 yıldır İstanbul gırgırcıları tarafından pompalandığını
anlatmadınız diyeceğiz. Üstelik bunları internet sitelerinde ve sosyal medyada
sormakla yetinmeyecek danışma kurulunda tüm ülke balıkçılarının önünde sormak
zorunda kalacağız.
Orada da ortaklarımız böyle istedi diyebilecekmisiniz. Ortaklarınız
orada “hayır biz istemedik” derlerse (
ki diyecekler ) ne yapacaksınız …
Arkadaşlar; bu yolun sonu yok bu sokak çıkmaz sokak. Cümle
alem bilir ki küçük balıkçı bu kararı onaylamaz ve sonuçları ağır olur. Büyük
emekler verilerek bu günlere getirilen birlik sonu belirsiz bir sürece girmiş
olur.
Bir arkadaşınız, yıllardır mücadele eden bir paydaşınız
olarak söylüyorum. Danışma kuruluna verdiğiniz önerileri resmi olarak geri
çekiniz. Böyle bir tebliğ önerisi vermektense hiç vermemek yeğdir. En azından
3/1 sayılı tebliğ savunuyor oluruz ki bu bile 18+18 formülünden iyidir.
Balığın pulu denizin tuzu balıkçının teri aşkına
Allah aşkına bir daha düşünün ve İstanbul Birliği bağıra
bağıra gelmekte olan felaketten kurtarın
Çatalca’da balıkçıdan habersiz hazırlanan tebliğ önerinizi
geri çekin
Sevgiyle selamla dostlukla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder