Zor bir yazı bu. Ülkenin yaşadığı büyük acı ve henüz tam
olarak bertaraf edilip edilmediği belli olamayan bu büyük tehlike koşullarında
yaşıyoruz. Dikkatlerimiz ve düşüncelerimiz bu büyük tehlikeye odaklanmış
durumda teyakkuz halindeyiz.
Bu nedenle yeni Tebliğin yayınlanmasının gecikmesini fazla
önemsemedik ve memleket karışmış büyük tehlikelerle başa çıkmaya çalışılıyor
elbet yayınlanır diyerek pek oralı olmadık.
Önemsemedik derken kast ettiğim şu.
Tebliğ katıldığımız ve katılmadığımız yanları ile birlikte kaba hatları belli
olmuş ve “genel itibari” ile sürdürülebilir avcılık konusunda içine girdiğimiz
reform sürecinin devam ettiğini işaret ediyordu. Bu nedenle de bir adım geri
iki adım ileri dedik ve sahip çıktık.
Gel gör ki bazı odaklar kurt dumanlı havayı sever diyerek
günlerdir Ankara kapılarında kah siyasi kadrolar kah BSGM nezdinde yaptıkları
girişimlerle danışma kurulunda ilan edilmiş tebliğ konusunda faaliyette
bulundular ve hala bulunmaya devam ediyorlar. Biz memleketin içine düştüğü
durum ve resmi otoritemiz olan BSGM’nin kendi hazırladığı tebliğin arkasında
duracağı düşüncesi ile aklımız memleketin yaşadığı büyük tehlikeye yönelttik ve
bu girişimleri ciddiye almadık.
Şimdi görüyoruz ki yanlış yapmışız. Gerek Ankara merkezli
haberler gerekse büyük balıkçı(Özellikle
büyük İstanbul) merkezli haberler Tebliğin değiştirildiği yönünde. Nelerin
değiştiği yönünde kelam etmek istemiyorum. Nelerin değiştiğinden çok nasıl ve
neden değiştiği daha önemli.
Bu değişiklikler; canlı doğal kaynakların sürdürülebilir
avcılığı yönündeki eksikliklerin giderilmesini mi kapsıyor yoksa büyük ölçekli
balıkçıların ve üçüncül paydaşların ticari taleplerini mi kapsıyor. Bunu
görmeye çok az kaldı. Gelen ve ortalıkta dolaşan haberler bu konularda büyük
sürprizler ve hayal kırıklıkları yaşayacağımız yönünde.
Umarım ben mahcup olur ve seve seve hem bu yazıyı
okuyanlardan hemde bu yazının muhataplarından seve seve özür dilerim. Size olan
güvenimizin sarsılması boş bir kaygıdan ibaretmiş hakkınızı helal edin beni de
af edin derim. Eğer bunu dersem son yıllarda yaşadığım en büyük mutluluk olacağını
şimdiden ilan ediyorum.
Eğer bu tebliğ değişikliğe uğrar ve haklı çıkarsam da çok
büyük mutsuzluk yaşayacağımı da bilmenizi isterim. Bu konuda haklı çıkmak asla
bir sevinç ve onur kaynağı olamaz.
Edebiyatı bir kenara bırakalım ve tebliğ meselesine geri
dönelim.
3/1 sayılı tebliğ danışma kurulu sonrasında revize edilip
derinlik ve avcılığa sınırlı alanlar küçültüldüğünde Genel Müdürlük
sürdürülebilir balıkçılık mücadelesinin motor gücüdür dedik ve itibarını
korumak nedeni ile kelam etmedik.
Son tebliğde yaşanan bu geri adım eğer yürürlüğe girmek
üzere olan yeni tebliğde de yaşanırsa anlayacağız ki başımızın çaresine bakmak
zorunda kalacağız.
Anlayacağız ki, BSGM kendi aldığı kararları lobilere ve
baskı odaklarına karşı savunacak kararlılığa ve güce sahip değil.
Anlayacağız ki, BSGM (şahısları tenzih ederek ) uzun
sayılabilecek bir süredir içinde bulunduğumuz balıkçılık reformu sürecinin önderliğini de itibarını da
taşıyamamaktadır.
Gönül kırmak hak yemek benden uzak olsun.
Mesele Balıkçılık meselesidir.
Mesele Geleneğin ve kültürümüzün korunması ve yeniden
üretilmesi meselesidir.
Mesele canlı doğal kaynakların ve kaynakları paylaşanların korunması
meselesidir.
Mesele paydaşlık hukuku ve bu hukukun namusunun korunması
meselesidir.
Mesele en önemli ekonomik ve kültürel değerlerimizden birisi
olan küçük ölçekli geleneksel balıkçılığın korunması meselesidir.
Saygıyla
Sevgiyle
Selamla
Ne yapın edin bana özür diletin …
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder