Yeni sezon başlarken.
Her ne kadar bu gece saat 12:01 de başlayacak olan Gırgır ve
Trol avcılığı sezonu olsa da toplumsal olarak “genel bir av sezonu” olarak
algılandığını ve kabul gördüğünü biliyoruz.
Ben tarımın başladığı bölge olarak gördüğüm Anadolu
coğrafyası ve Mezopotamya’nın hasat şenlikleri olarak görür ve bu toplumsal
algıya kendimce katılırım. Tarım, hasat ve şenlikler birbirinin ayrılmaz
parçaları oldu tarih boyunca.
Bu yazının amacı hasatlar ve şenlikler değil. Nasıl bir
sezona giriyoruz ve bu sezonun tüketici ve balıkçılar açısından nasıl bir sezon
olacağıdır.
Ege’deki durum hakkında çok bilgim yok.
Karadeniz ve Marmara’daki
durum ise şöyle;
Karadeniz’de üreme sezonu boyunca görülen işaretler Palamut
açısından bol bir sezon yaşanacağını gösteriyor. Buna rağmen bu büyük stokun
ava nasıl yansıyacağı ya da pazara ne kadarının çıkacağı iklimsel koşullara bağlı
olacak. Erken ve hızlı bir göçün av miktarlarını düşüreceğini unutmamak lazım.
Lüfer konusunda şimdilik heyecan uyandıracak işaretler yok diyebiliriz. Baz
bölgelerde küçük balıkçı tarafından 30-40kg civarı dışında avlanmış balık
haberi yok. Karadeniz Hamsi ‘si ise Palamut ’un aşırı bol olduğu yıllarda büyük
miktarlarda av vermez. Sebebi ise hepimizin bildiği gibi büyük Palamut sürüleri
tarafından beslenmedeki başat tür oluşudur. Yani Karadeniz’in Hamsi’si
Karadeniz’in Palamut ’una dönüşecek. Genel kural carnivor türlerin çok olduğu
yıllarda küçük pelajiklerin az olacağıdır.
Marmara’da ise şimdilik biraz ince olsa da yerli Hamsi’nin çok
olduğudur. Ve yine ince bir İstavrit sürüler halinde açık sularda varlığını sürdürüyor.
Yani medya her ne kadar bereketli sezon muştulayan manşetler
atsa da durum çok parlak değil. Son birkaç yıldır sizlerin de bildiği gibi
esasen alt gelir düzeyine sahip sınıfların besin kaynağı olan Hamsi İstavrit
vb. türler birkaç senedir varsıl sofralarına ve balık restoranlarının menülerine
girmiş bulunuyor.
Tüketici açısından ise sezon pek parlak görünmüyor.
Ülkemizde gıda fiyatının arz ve talep dengesine bağlı olarak (ve tabi ki komisyoncu etkisini unutmadan) belirlendiği tek besin balıktır. Geçen yıla göre çok aşırı yükselmiş mazot fiyatları bu yıl filonun sezonun tamamında avcılık yapmasına izin vermeyecek gibi görünüyor. Bu artan maliyetler karşısında filoyu ayakta tutabilecek tek şey balıkçılık gelirlerinde adil paylaşım konusunda önlem almak olabilirdi. Lakin ne yazık ki ülkemizde bu konu tartışılmadığı gibi tartışılmakta istenmiyor. Her şey Palamut ’tan ne kadar kazanılacağına ve bu gelirin nasıl dağılacağına bağlı.
Tüketicinin sofrası da bu denklemin nasıl çözüleceği de.
Yani bu sezonda da aynen son yıllarda olduğu gibi;
- Yakıt tedarikçileri
- Kutu imalatçıları
- Komisyoncular
- Buzhane sahipleri
- Balık nakliyecileri
- İşlemeciler kazanacak.
Balıkçının ne kazanacağı ve tüketicinin (yoksul sınıfların)
ne yiyeceği ise meçhul.
Rasgelsin
Bereketli olsun
Hayırlı olsun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder