Yeniden amatör balıkçılık tartışmaları üzerine.
“Bundan yaklaşık 9 sene önce SAD Sorumlu Amatör
Balıkçılık projesi için bir araya geldiğimizde uzun uzun Amatör Balıkçılık kavramının
günümüzde yeterli olmadığını tartıştık ve kaba hatları ile de olsa Sorumlu Amatör
Balıkçılık kavramının sürdürülebilir balıkçılık mücadelesinin ihtiyaçlarına
daha uygun olduğuna karar vermiştik. Amatör balıkçılıkta genel yaklaşımın
balığı satmamak ve kurallara uygun avlanmakla sınırlandırılmasının
sakıncalarından uzun uzun söz etmiştik.
Toplantıya Ankara’dan gelen Serkan İnanç ve rahmetli Ayhan
Şimşek (özlemle anıyorum) bu toplantıya gözlemci sıfatı ile gelmişlerdi. Kaş
toplantısı sonrasında ise OLTACIDER proje paydaşı olarak devam etti. Bu
açıklamayı bu tartışmalar sanki dün başladı ve bizler birbirimizi yeni tanıyor
ve söylediklerimizi ilk defa duyuyoruz zannına kapılmayı önlemek için
yapıyorum.
Biz o zamanlardan beri mevcut amatör balıkçılık tarifinin
yeterli olmadığını logaritmik büyüyen bir amatör avcı kitlesinin olduğunu ve
sorumlu amatör avcıların bu kitle içinde giderek görünmez ve duyulmaz hale geldiğini
yıllarca önce konuşmuştuk.
Bu proje kişisel olarak benim hayatıma da iç su
avcılarını tanımak onlar ile arkadaşlık kurmak açısından zenginlik katmıştı. Amatör
avcılık benim (küçük ölçekli balıkçı olmam sebebi ile) faaliyet alanım olmadığı
ve zaten dışarıdan örgütlemenin de doğru olmaması sebebi ile açık alanda
konuştuğum bir konu hiç olmadı.
Ben ekosistemin korunmasından çıkarı olan iki balıkçı
grubunun yani amatörler ve küçük ölçekli balıkçıların ayrı durup birlikte
mücadele etmesi gerektiği fikrini uzun yıllardır savunan birisiyim. Ve hala bu
fikrin yegane doğru fikir olduğuna inanıyorum”
Amatör balıkçılık terimi içinde bulunduğumuz durumu
açıklamaya yetiyor mu?
Amatör Balıkçı: Amatör balıkçılık, kişinin birincil
gıda ihtiyacını gidermeyen deniz canlılarının, genellikle ihraç, yerel ya da
karaborsa gibi ticari amaçlar olmadan avlanmasıdır. Rekreasyonel balıkçılık ve
geçimlik balıkçılık arasındaki ince çizginin belirlenmesi genellikle güçtür.
Diğer taraftan, amatör balıkçılık yaparak geçim kaynakları yaratmak, aradaki bu
ince çizgiyi belirgin biçimde aşmaktadır. Dünya genelinde en yaygın
rekreasyonel balıkçılık tekniği, olta avcılığıdır ve bu nedenle rekreasyonel
balıkçılık, sıklıkla rekreasyonel olta avcılığı ile eş anlamlı olarak kullanılır
(EIFAC ve FAO)
Yukarıdaki tanım FAO tarafından kabul gören güncel tanımdır.
Elbette ülkeden ülkeye avcılık yöntemleri ve kültürü değişiktir. Mesela “Nafaka
balıkçılığı” denilen ne amatör ne de ticari balıkçılık kapsamında olmayan
balıkçılık türü ABD, Kanada ve bazı kuzey Avrupa ülkelerinde mevzuatlarda
kendisine yer bulmuştur. Tarihsel bir kıyı topluluğu beslenmek amaçlı kotalara
sahiptir. Kendisine verilen kota miktarı kadar avlarlar ve tütsüleyip sert kış
koşulları boyunca beslenme ihtiyaçlarını karşılarlar.
İşte FAO bu ve benzer avcılık türlerinin satış yapılmasa da
amatör avcılık olmadığını daha da ileri giderek “kişinin birincil gıda
ihtiyacını gidermeyen” amaçlı avcılığı da amatör kapsamından çıkarmıştır.
Üstelik bu yaklaşım doğru bir yaklaşımdır.
Bunları beslenme amaçlı nafaka balıkçılığına karşı
söylemiyorum tam aksine ben savunan birisiyim. Bu alanda daha sıra dışı
fikirlerim de var lakin bu yazının kapsamı dışında kaldığı için değinmeyeceğim.
“Amatör balıkçıların tuttukları balığa, avcılık
yaptıkları çevreye, geleneksel balıkçılara ve mevcut kural ve düzenlemelere
karşı sorumluluklarını yerine getirmemesi hem kendilerine hem de ekosistem ve
topluma zarar verir. Bu nedenlerle, yeni bir amatör balıkçılık yaklaşımı
benimsenmelidir. Bu yaklaşım,
tüm ekosistemi dikkate alan ve amatör balıkçılık
faaliyetinin yönetimine olanak sağlayan bir yapıda olmalıdır. Asıl önemlisi,
amatör balıkçılıkta davranış değişikliği yaratılmasına odaklanmalıdır. Temel
amaç, sürdürülebilir ekosistem, sürdürülebilir bir amatör balıkçılıktır. Bu ana
hedef içinde mevcut amatör balıkçılık ve amatör balıkçı kavramlarını gözden
geçirmek belki de yeniden tanımlamak
gerekebilir. İşte bu proje ile ortaya çıkan “sorumlu
amatör balıkçılık” ve “sorumlu amatör balıkçı” kavramları bu ihtiyacı
karşılamak için geliştirilmiştir ve bu kitabın da konusunu oluşturmaktadır.”
Sorumlu Amatör Balıkçılık Kitabı
Yukarıdaki alıntı birlikteki çabalarımızın ürünü olan bir
kitaptan alınmıştır.
Kavramlar veya her kavram içinde bulunduğumuz çağın üretim/paylaşım
ilişkilerine ve ihtiyaçlarına göre değişir ve anlam kazanır. Örneğin “Geleneksel
Balıkçılık” terimi günümüzde yerini (Small scale fisheries) “küçük ölçekli
balıkçılık” terimine bırakmaya başlamıştır. Uluslararası literatürde eko sistem
üzerinde ki etkisi ise (low impackt fisheries) düşük etkili balıkçılık olarak
tarif edilmektedir.
Bütün bunları şundan anlatıyorum;
Kendisini amatör olarak tanımlayan çok büyük bir kitle var
ve siz bize onlar amatör değil diye serzenişte bulunuyorsunuz. Uzun bir
forumlar dönemi yaşadınız (oralarda güzel işler yaptığınıza şahidim) sonra
dernekler ve federasyonlar geldi ve eş zamanlı olarak sosyal medya. İşta ta
burası zurnanın zırt dediği yer oldu. Sizler amatör balıkçılık camiasının
bilinç olarak öncüleri fikir/bilgi anlamında ise akil insanlarıydınız. Neden
kendinizi bu kitleden ayırmak ve o kitle içinde faaliyet yaparak onları
günümüzün ihtiyacı olan “sorumlu amatör balıkçılık” fikrine kazanmaya
çalışmadınız. Arka bahçenizde faaliyet yapmak bizim işimiz mi yoksa sizin
işimiz mi?
Bana kırılmayın ve aynı zamanda samimiyetime de güvenin.
Birileri kendini görünür kılmak ya da yaptığı hataları
örtmek için yaratmaya çalıştığı kepazeliği muhatap alacak birisi değilim. Yıllardır
tartışmadığım amatör balıkçılık konusunu şimdi tartışma sebebim birlikte
mücadele etmesi gereken iki grubu kutuplaştırarak aradaki mesafenin daha da
açılmasına sebep olacak olmasıdır.
Tabi ki bir de Tarık Ersal’a derli toplu bir cevap verme
amacım var.
Günümüzde durum nedir?
9 yıl önce sorumlu amatör balıkçılık projesi kapsamında
tartışmaya başladığımızda ülkede 2.000.000 civarı amatör balıkçı olduğunu
konuşuyorduk. Aradan 9 yıl geçti nüfusun artış oranından daha yüksek bir hızla
arttı amatör avcı sayısı. Bu duruma bir de yaşadığımız pandemi süreci eklenince
parası olanlar orta sınıflar kendilerini denize atmaya başladı. Sadece benim
bulunduğum semte artan tekne sayısı yaklaşık 500 adet. Denizi bilmeyen, balığı
tanımayan (üst üste 10 balık ismi sayamazlar) bir insan kalabalığı denize aktı.
Kıyı şeridinde ki avcılık bundan farklı değil. İstanbul şehrinin Marmara’ya
bakan kısmında neredeyse doldurularak rıhtıma dönüştürülmeyen yer yok gibi.
Avcılık bir yana kent yaşamı açısından da ciddi sorunlar ile karşı karşıya
şehir. Her yüzlerce kurşun yada iğne yaralanması oluyor boğazda. Kıyı bandı bu
avcılık nedeni ile zaman zaman yürüyüş yapmanın bile mümkün olmadığı hale
geliyor.
Önceleri Ege’ de başlayan ilerleyen zamanda Marmara’ya
yayılan balıkçılık turizmi tam bir felakete dönüşmüş durumda. Bırak
sürdürülebilir balıkçılık taleplerini denizde can ve mal tüzüğünü bile ihlal
ediyorlar. Su altı lambaları bilinçsizce (yada bencilce) yasalara aykırı
kullanılıyor. Ege’de her hangi bir balıkçılık turizmi yapan bir tekneyi
rahatlıkla gözmen kaçakçısı zannedebilirsin. Üzüm salkımı gibi geçiyorlar
önümüzden.
Amatör avcıdan bahsediyorsak bir işi gücü olan hafta da bir
iki gün balık tutmaya giden birinden bahsediyor olmamız gerekmez mi. Elbette bu
durumda çok balıkçı var ama gel gör ki kıyı bandından senenin ortalama 200 günü
balık tutan (hatta satmayan) oralarda çeteleşen. Egemenlik kurup zaman zaman haftada
bir iki gün balığa gelen insanları bile en hafif deyimi ile tedirgin eden büyük
bir kitle oluşmuş durumda.
Yasa dışı avcılık, kural dışı avcılık, plansız avcılık,
aşırı avcılık vb. konulara girmiyorum. Bu sorunları tartışacak ve çözüm
arayacak ne iletişimimiz ne de ortak bir platformumuz var.
Sosyal medya üzerinde yapabileceğimiz tek şey ise sidik
yarıştırmaktır ve ben fena işemem.
Bu sorunların içinde avlak, kıyı paylaşımı ve denizdeki
yaklaşımlar yoktur. Sayfalarca yazacak sorun tartışma ambarında durmaktadır.
Talep açık ve basittir.
Amatör avcılık yönetilecek mi yönetilmeyecek mi?
Kıyı ekosistemi korunacak mı korunmayacak mı?
Denizde güvenlik sağlanacak mı sağlanmayacak mı?
Kıyı bandındaki çeteleşmeler ortadan kaldırılacak mı
kaldırılmayacak mı?
Bu kadar açık ve basit.
Siz kabul etseniz de etmeseniz de bunlar amatör
balıkçılardır. Kendinizi bu kitleden ayırmak istiyorsanız (gereklerini yerine
getirmek koşulu ile) “size uygun düşecek tanım “sorumlu amatör balıkçıdır.
Sizleri kızdırmak pahasına son bir cümle ile bitireceğim.
Denizlerdeki “amatör balıkçılık sorunu” Ankara’nın
bozkırından (devasa büyülüğüne rağmen) görülemez.
Rasgele …
Kenan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder