SÜRDÜRÜLEBİLİR VE SORUMLU BALIKÇLIK
YÖNETİMİ REFORMU İÇİN GELENEKSEL KIYI BALIKÇILIĞI KORUNMALI VE DESTEKLENMELİDİR
Küçük ölçekli
geleneksel kıyı balıkçılığı insanlık tarihinin en eski üretim biçimlerinden
biri olup halen deniz ve iç suların kıyılarında yaşayan büyük bir insan
topluluğunun geçim kaynağıdır.
Ülkemiz
balıkçılığı, av verimsizliğinin kemikleşmesi nedeniyle giderek artan bir hızla
uçuruma doğru yol almaktadır. Aşırı, plansız ve kontrolsüz avcılık
nedeni ile balık stokları her gün biraz daha hızla erirken, deniz ekosisteminin
temel özellikleri göz ardı edilerek sucul yaşam tüm canlı kaynakları ile
birlikte yok edilmektedir. Bu yok oluş süreci deniz canlılarıyla sınırlı
kalmamakta, deniz ekosisteminin en hassas alanlarında avcılık faaliyeti yapan geleneksel
kıyı balıkçılarını da yok oluşa doğru sürüklemektedir. Küçük ölçekli kıyı
balıkçılığının yok oluşu ile birlikte küçük ölçekli avcılık ekonomisine dayanan
kıyı toplulukları yok olmakta, insanlık tarihinin en eski üretim biçimlerinden
biri olan geleneksel balıkçılık tarih sahnesinden çekilmeye zorlanmaktadır.
Günümüzde dünya
balıkçılığının içinde bulunduğu sorunların ilk nedeni endüstriyel avcılığın
yarattığı aşırı av baskısıdır. Denetimsiz ve plansız yapılan endüstriyel
balıkçılık tüm dünyada sucul canlı kaynakları tükenişe doğru sürüklemiş, açık
deniz stoklarının % 60’ı, kıyı ve kıyı ötesi sucul yaşamın ise %
40'ı yok edilmiştir. İlk yatırım maliyetlerinin ve işletme
giderlerinin yüksekliği nedeni ile yüksek miktarlarda avcılığa ihtiyaç duyan
endüstriyel balıkçılık yapısal karakteri nedeni ile sürdürülebilir avcılık
politikalarıyla çelişmekte, canlı deniz kaynaklarını ve mevcut
durumdan sorumluluğu olmayan küçük ölçekli kıyı balıkçılığını yok etmekte,
ayrıca bu gidişin kaçınılmaz bir sonucu olarak da kendi sonunu hazırlamaktadır.
Bu gerçeğin
farkında olan küçük balıkçı çevreleri ve çevre merkezli sivil toplum örgütleri
ortak bir ses oluşturarak, seslerini reform talepleri doğrultusunda
yükseltmektedirler. Bunun en son ki örneği La Coruna deklarasyonudur. 2010’da
Bankong’ta gerçekleştirilen “Dünya Küçük Ölçekli Balıkçılık Kongresi”
ve “Akdeniz Geleneksel Balıkçılar Platformu” bu süreçte söylemleri ve talepleri
ile küresel çapta örnek ve güçlü bir ses olmuştur.
Geleneksel kıyı
balıkçıları kendilerini korumanın yegâne yolunun kıyıları ve denizleri
korumaktan geçtiğinin bilincindedirler. Bu nedenle haklı ve endişe dolu
taleplerini uluslararası düzeyde merkezileştirmeye başlamışlardır.
Türkiye’de ise
geleneksel kıyı balıkçılarının durumu Avrupa’daki ve dünyanın diğer
ülkelerindeki meslektaşlarına göre daha da olumsuz bir durumdadır. Ticari av
filomuzun % 90’ını oluşturan küçük kıyı balıkçıları toplam avın % 10’unu bile
gerçekleştirememektedirler.
Mesleki
balıkçılığın tarihsel av alanı olan kıyısal ortam, endüstriyel balıkçı
gemilerinin aşırı ve zararlı av baskısı altındadır. Geleneksel balıkçılar 6-7
metrelik tekneleri ile bu av alanlarında 30-40 hatta 50 metrelik ticari av
tekneleri ile rekabet etmeye çalışmakta, onların güçlü av araçları ile kıyısal
sucul ortamı tahrip edişini çaresizlikle izlemektedirler.
Yasa dışı her türlü
avcılık, zararlı avcılık, yavru balık avcılığı ve göç yolları üzerindeki büyük
ölçekli avcılık küçük kıyı balıkçısını ezen ve hepimizin geleceğini tehdit eden
ana faktörlerdir.
Geleneksel kıyı
balıkçıları, balıkçılık ile ilgili kararların belirlenmesi süreçlerinde
seslerini duyuramamış ve büyük balıkçılık gurupları karşısında gerekli
platformu oluşturamamışlardır. Endüstriyel balıkçı guruplarının güçlü örgütsel
yapıları, mali olanaklarının yoğunluğu ve siyasi lobileri sayesinde kıyı
balıkçıları ötekileştirilmişlerdir.
Ortak kaygıyı güven
ortamına dönüştürmek, sucul kaynakların sürdürülebilir konuma gelmesi için
uğraş vermek, balıkçılık sektörünü hatalardan arındırarak bir bütün olarak düzlüğe
çıkarmak, ülke ekonomisine olumlu düzeyde katkı sağlamak ve en önemlisi
toplumumuzu balıkçılığın ilgi alanına giren tüm konularda bilgilendirmek ve
bilinçlendirmek amacıyla kurduğumuz Geleneksel Balıkçılığı Yaşatma Derneği
(GELBARDER) olarak sizlere aşağıdaki
metni bir çağrı olarak gönderiyoruz ve ortak bir deklarasyon olarak
yayınlayarak birlikte ve ayrı ayrı ama aynı hedefe ulaşmayı umuyoruz.
Bizler, doğaya karşı duyarlı olan bireyleri, sivil
toplum kuruluşlarımızı, balıkçılık örgütlerimizi ve balıkçılarımızı aşağıdaki metinin tartışılarak içeriğine
katkı sağlamaya ve ortak bir talep oluşturularak kamuoyuna duyurulması için bir araya gelmeye davet
ediyoruz.
GELBALDER
www.gelbalder.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder