Yazının başlığı ile içeriği arasından “küçük ama makul” bir
çelişki olacak ama olsun. Sürdürülebilir balıkçılık için verilen mücadelenin
yorgunlukları, stres ve öfkeleri içindeki insanları ( arkadaşlarımızı ) biraz
gülümsetmek istedim. Henüz yaptığı haksızlık ve ayıp konusunda en küçük bir
özür dileme girişimi yok ortada.
Koryürek 11 Ocak tarihli Taraf gazetesinde “Boğaz’ı aşan …”
başlığı ile bir yazı kaleme almış. Yazısında yasadışı avcılıkla mücadele
konusunda görüşlerini paylaşıyor. Esasen görüşleri dediği de sağdan soldan
edindiği yanlış yada eksik bilgiler ve kendisine anlatılanlardan
anladıklarından ibaret. Adalar bölgesindeki bu pervasız yaşadışılık konusunda
günlerdir yazılanları da eksiksiz bir şekilde okuduğu anlaşılıyor.
Yazının içinden aktaracağım iki paragraf bu yazının esas
amacını ve hatta hedefini kolayca açığa çıkarıyor. Bu yazının Adalar
bölgesindeki yasa dışı avcılıkla bir ilgisi yok. Bu yazı Kalender ordu evi
önünde yapılan balıkçılığa karşı kampanya yaptığı ( çok yakın ) dönem de
Sürkoop İstanbul Birlik ve kooperatiflere karşı yaptığı suçlama ve
karalamalardan bir geri dönüş yazısıdır. Fakat ( sebebi ne olursa olsun ) yanlış yaptık hatalıydık veya özür dileriz
mealinde bir yazı değil. Kendi yaptığı suçlama ve karalamaları önemsizleştirme,
aslında öyle demediği başka bir şey anlatmak istediği konusunda bir zemin oluşturma
yazısıdır.
Koryürek yazısında “Slow Food ve Greenpeace’in
de parçası olduğu, SürKoop ve İstanbul Birlik’in başı çektiği o
mucizevi işbirliği bugün mevcut değil. Belki hareketlerin doğası gereği,
belki de kaçınılmaz yorgunluk.. ne derseniz deyin sebep adına; bu boşluk
yasakları adil bulmadıklarını her fırsatta tekrar eden ve lüferin yok
olmakta olduğunu reddeden kimi İstanbullu gırgır reisleri için bir avantaja
dönüştü bile! Son bir aydır Boğaz’da, neredeyse yangından mal kaçırır bir
hâlde, avlanıyorlar!” diyor. “Eşkiyalık
varsa yataklık edeni var” diyerek başladığı saldırıyı, “yasadışı avcılık varsa
bunun sebebi kooperatifler birlik ve üst birliktir” diyen Koryürek yaptığı
polemikte “sizin başkanlarınızı birlik üst birlik başkanınızı suçluyorum”
diyerek net bir duruş belirtmişti. Yaptığı polemik yazdığı metinler bir yanlış
anlamaya açık olmayan net metinlerdir. Üstelik birkaç günlük aralarla
tekrarlandığı için duygusallık ve öfke ile edilmiş laflar olarak
değerlendirmek mümkün değildir.
Yukarıya aldığım paragrafla bu duruşu terk ettiği
anlaşılıyor. Terk ediyor ama konunun yataklık kısmını terk ediyor yasadışı
avcılığın var olmasının sebebini yine birlik ve üst birliğe yani İstanbul
birlik ve SURKOOP’a bağlıyor. Eğer bu örgütler Koryürek ile yaptığı (özellikle Koryürek
diyorum çünkü ortada sadece bir birey var ) işbirliği devam etse bu yasa dışı
avcılık bu kadar kolay olmazdı diyor. Tamda burada “yasa dışı avcılara yataklık
etme argümanının yerini” “yorgunluk” alıyor. İyi de yorgun olan kim acaba.
Koryürek mi yoksa balıkçılık örgütlerimi.
Balıkçılık örgütleri son 3 yıldır enerjileri ve artan
faaliyet tempoları ile bir yandan kendilerini geliştiriyor diğer yandan ise “canlı
sucul kaynakların sürdürülebilir avcılığı” konusunda tarihimizde görülmemiş bir
faaliyet yürütüyor. Sorun Koryürek’in bütün bu olan bitenden haberinin
olmamsındadır. Koryürek Türkiye’de ki sürdürülebilir balıkçılık mücadelesinin
dışındadır. Haberi, bilgisi ve bu mücadele ile bir ortaklığı yoktur. Hatta
ortaklıktan öte iletişimi bile yoktur. Türkiye’de 2.5 yıldır balıkçılık
konusunda Sempozyum, Çalıştay, Panel ve benzeri etkinliklerin hiç birisine
katılmayan, düşünce ve çözüm önerisi dinlemeyen, düşüncelerini ve önerilerini
aktarmayan, bu mücadelede gündemi kaçırmış olan birisinin bu duruma düşmesi
kaçınılmazdır. Zaten, böyle olmasaydı Adalar bölgesine giden SG botunun Birlik
ve Üstbirlik sayesinde gittiğini bilir haksızlık etmez iftira atmazdı.
Son söz olarak,
Ben bu konuda yazmaya ve bu tutumu teşhir etmeye devam
edeceğim. Koryürek “sürdürülebilir balıkçılık” mücadelesinin sınırlarını ve
içeriğini belirleme, bu mücadelenin asli unsurlarını itibarsızlaştırma
girişimlerinden vaz geçmek ve özür dilemek zorundadır.
Ya yasadışı avcılara yataklık edenleri (kurum-birey) ismen
açıklayacak yada özür dileyecek. Mevcut durumdan çıkmak için başka bir yol
yoktur. Hele hele Slow Food’un itibarı pahasına bu durumu devam ettirmek asla
mümkün değildir.
Zaman giderek daralıyor …
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder