30 Aralık 2012 Pazar

Yeni Yıl Mesajı ...







2013 yılına giriyoruz. 

Ayaklarımızı yerden kesen umutlarla ve bir yerde hayallerle bakıyoruz geleceğe. Ne demişti ünlü şairimiz Yahya Kemal Beyatlı “Deniz Türküsü” adlı şiirinde “Yürü! Hür maviliğin bittiği son hadde kadar!/İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar.” Bu nedenle Geleneksel Balıkçılığı Yaşatma Derneği temsilcileri olarak pozitif duygularla yüklüyüz.

2013 yılının;
· Balıkçılığımızda sucul ortam kaynaklarımızın sürdürülebilir kalkınma modeli çerçevesinde kullanılmasının göz ardı edilmediği,
· Geleneksel kıyı balıkçılığının ve korunmasının öneminin kavranacağı,
· Sucul ortam yaşamının ve canlı kaynaklarının geleceği kavramına saygı duyarak, avlanma anlayışının camiamızda egemen olacağı,
· Endüstriyel balıkçı filosu işleticilerinin, aklıselim çizgisini yakalayarak gittikçe azalan canlı kaynakların sömürüsünü terk edeceği,
· Yasa dışı avcılığın son bulacağı,
· Tüm balıkçı kooperatif ve birliklerinin bir bütün olarak sorumlu balıkçılık ilkelerine bağlı bir şekilde kalkınmasını gerçekleştirip ulusal ekonomiye olumlu katkılar sağlayacağı,
· Merkezi otoritenin balıkçılığımızı sağlıklı yönetip ve reform sürecini devam ettireceği,
· Tüm siyasi partilerimizin balıkçılık politikalarını oluşturacağı,
· Yeni Anayasamızda balıkçılığımızın da yer alacağı,
bir yıl olmasını diliyoruz. 2013 dünyada ve ülkemizde barışın egemen olduğu ve göz yaşlarından arındırıldığı bir yıl olsun. Tüm insanlara sağlık ve mutlulukla nice yıllar, nice yıllar...


GELBARDER YÖNETİM KURULU

1 Aralık 2012 Cumartesi

HAMSİLER NEDEN NAZLANIYOR?



İçinde bulunduğumuz bu sonbahar döneminde palamut ve lüfer avcılığı balıkçı kesiminde büyük bir memnuniyet yarattı. Özellikle palamut balığına hasret kalan toplum bu yıl ziyadesiyle özlemini giderme fırsatını buldu. Balıkçı kesimindeki 1-1,5 aylık av dönemindeki memnuniyetin ardından Karadenizli balıkçıların yeni bir şikayet konusu sahnede yerini aldı.  O da ülke balıkçılığımızın her zaman ağır topu olan hamsinin Karadeniz’deki Türkiye sahillerine olan göçünün bu sene gecikme yaptığı şeklindeki yakınmalarıdır.

Gerçekten hamsi balığı bu sene daha sahillerimize inmedi mi, yoksa naz mı yapıyor. Hamsi’nin ortada bollaşmamasının bilemediğimiz başka nedenleri mi var. Kişisel olarak bununla ilgili fikir üretmeye, yorum yapmaya fırsat bulamadan 24 Kasım 2012 günü bu tür yakınmalara açıklık getirmek amacıyla sevgili meslektaşım Ömer Faruk Kara bana balıkçıları aydınlatma amacına yönelik e-posta aracılığı ile bir not göndermiş.

Esas konuya geçmeden önce okuyucuya Ö. Faruk Kara hakkında bir iki cümlelik açıklamada bulunmak isterim. Hamsi balığı konusunda ülkemizde yapılan bilimsel araştırmalarda Ö. Faruk Kara’nın ayrıcalıklı bir yeri vardır. Çünkü kendisi 1972 yılında İÜFF bünyesindeki Hidrobiyoloji Araştırma Enstitüsünde araştırmacı olarak çalışırken Türkiye balıkçılığını geliştirmek amacıyla FAO tarafından Türkiye’ye gönderilen balıkçılık biyoloğu İngiliz G. E. Losse  ile elektronik ve akustik stok ölçüm uzmanı İzlanda’lı K. A. Johannesson’nın kontrpartı olarak görevlendirilmiştir. Bu grup tarafından Karadeniz’de “Arar” gemisiyle ilk kez akustik cihazlar aracılığı hamsi stok tespit araştırmaları yapılmıştır. Daha sonra araştırmaların sonuçları bilim dünyasındaki yerini almıştır.  Akabinde kendisi GFCM’de (Akdeniz Balıkçılık Genel Konseyi) Kaynakların Kıymet Takdiri Komisyonu’nda uzun yıllar Türkiye’yi temsil etmiştir. Endüstriyel balıkçılık konusunda uygulamalı araştırmalara egemen olan değerli meslektaşımın özetleyerek gönderdiği bu notu kamuoyu ile paylaşmak, bunun yanı sıra balıkçılarımızın merakını gidermek, ayrıca notunda belirtmiş olduğu bir hususta özellikle balıkçılıktan sorumlu merkezi otoritenin dikkatine çekmek isterim.  Yılların kurt araştırıcısı Deniz ve Balıkçılık Bilimcisi Ömer Faruk Kara’nın yazdıklarını Vira okuyucuları ile paylaşıyorum.
“Henüz Sularımıza Gelmemiş Olan, Karadeniz Balıkçısını Meraklandıran Genel Hamsi Göçü Hakkında” başlıklı yazıda her şey sade, öz ve anlaşılabilir. Şöyle ki; Karadeniz denince beraberinde akla gelen tek balık tartışmasız hamsidir. Hamsi balığı konusunda Karadeniz’e sahildar ülke araştırıcıları tarafından çok sayıda araştırma yapılmıştır. Haliyle hamsi ile ilgili literatür bilgileri yoğundur. Hanif Altan tarafından dilimize çevrilen ve Rus araştırıcısı E. Slastanenko tarafından yazılan “Karadeniz Havzası Balıkları” adlı eserde hamsinin üremesi ile ilgili bilgilere de yer verilmektedir. Slastanenko’ya göre (1956); “Karadeniz’de hamsinin göçüne etki eden en önemli faktör deniz suyu sıcaklığıdır. Hamsinin yaşam döngüsü içinde, balığın Karadeniz’de yumurtlaması, su satıh sıcaklığının genellikle 19-26C arasında olduğu Haziran ayı başlangıcı ile Ağustos ayı başlangıcı arasında gerçekleşir. Karadeniz hamsi balığının uzunluğu 18 cm kadar olabilmektedir. Karadeniz’in her tarafında yaşar. Sırtı koyu mavi ve siyaha yakındır. Üreme 17,5–27C sıcaklık değerleri arasında; tuzluluğun %012-18; pH 8.3-8.4; derinliğin 5-10 m nadiren daha derin olduğu sahillerde ve Karadeniz’in batı ile doğu yarısında, geniş bir sahada Mayıs ortasından Eylül sonuna kadar devam eder.

İhtiyoplanktonoloji diğer bir ifade ile balık yumurta ve larvaları konusunda ülkemizin en önde gelen ismi hiç kuşkusuz Prof. Dr. Necla (Arım) Demir’dir. Hamsi balığının (Engraulis encrosicholus L.) yumurta ve larvalarının Türkiye’yi çevreleyen denizlerdeki mevsimlik tezahür ve dağılımlarının etüdünü yapan N. Demir’ e göre; (1957, 1959, 1965, 1968) hamsi yumurtlama periyotları şu şekildedir. Karadeniz’de Mayıs ayının ikinci yarısı ile Ağustos sonu arası, Marmara Denizi’nde Nisan ayının ikinci yarısı ile Ekimin ikinci yarısı arası, Ege Denizi’nde Nisan başlangıcı ile Kasım sonu arası ve Türkiye’nin Akdeniz sahillerinde ise Martın ikinci yarısı ile Aralığın ikinci yarısı arasındadır.

Özellikle Türkiye sularında hamsinin yumurtlaması, satıh suyu sıcaklığının genellikle 19-26o C arasında olduğu Haziran başlangıcı ile Ağustos başlangıcı arası gerçekleşir.

Et ve Balık Kurumu’na bağlı olarak faaliyet gösteren Balıkçılık Araştırma Merkezi tarafından 1957 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında Karadeniz’de yapılan Pektaş ekspedisyonunda toplanan plankton örneklerinde Karadeniz hamsi balığının yumurta ve larva dağılımları ve yoğunluğu H.Einarson&N.Gürtürk’e göre şöyledir (1960); Batı Karadeniz’de en yüksek hamsi yumurta ve larva sayısının güney kısımda ve bilhassa İstanbul Boğazı girişine yakın bölgelerde olduğu, diğer yumurtlama merkezlerinin de Romanya sahillerinde, kuzeybatı sığlıklarında bulunduğu ve yumurtanın en bol olarak sahil bölgelerinde yoğunlaştığıdır. Doğu Karadeniz’de yumurtaların dağılımı ise güneydoğu kısımlarıyla Kırım Yarımadası’nın güneydoğusunda ve Türkiye sahillerinin kuzeyinde, üçüncü bir merkez olarak da Samsun civarında bulunduğudur. Larva tetkiklerinde, yumurtlamanın Karadeniz’in doğu bölgesinde batıya kıyasla daha erken başladığı gözlemlenmiştir.

Karadeniz’in kuzeyinde ilkbahardan sonbahar ortalarına kadar üreme ve beslenme dağılımı gösteren Karadeniz hamsi balığı stokları, bulundukları ortamın deniz suyu sıcaklığının, genelde sonbahar ortalarında, hamsinin gıda alamayacağı 15-17C’ın altına düşmesiyle, balığın sürüler halinde bulundukları ortamdan, daha ılıman su sıcaklığına sahip, Karadeniz’in güney sahillerine yönelmesine neden olur. Bu göç rotası genelde, doğu batı istikametinde sahile yakın olan kışlama göçü seyirleri ile Türkiye sahillerinde, Ekim ayı sonu ve Kasım ortalarında, Rize-Batum, Ordu–Samsun ve Karadeniz Ereğlisi açıklarında noktalanır.

Hamsi balığının, Türkiye sularına olması beklenen bu seneki göçünün geciktiği, balıkçılar tarafından şikâyet konusu edilmektedir. En azından, halkın talep ettiği veya talep gören satış boyundaki hamsinin sularımızda görülmediğidir. Karadeniz’de devam etmekte olan hamsi balığı üzerine yapılan araştırma çalışmalarında saptanan hamsi örnekleri boy ortalamasının 6 cm’ye yakın olduğu söz edilmekte ve bu hamsinin gelecek seneki stokların korunması için avlanmaması önerilmektedir. Şüphesiz bu önerinin doğruluğu yadsınamaz.

Hali hazırda yapılan hamsi araştırma çalışmalarında elde edilen av örneklerinde saptanan hamsi boy ölçümlerinin ortalama değerleri, genel hamsi göçünün, mevsim hava koşullarına bağlı olarak, bu sene için geciktiğini işaret etmektedir. Önümüzdeki günlerde Karadeniz’in kuzeyindeki deniz suyu sıcaklığının 15C derece ve daha düşük sıcaklıklara ulaşması halinde, ergin hamsilerden oluşan stoklar Türkiye sularına gelecektir. Çünkü söz konusu araştırmalarda saptanan bu seneki sıfır yaş grubundaki balıkları yumurtlayan diğer bir ifade ile üreten ebeveynler yani avlanma boyunda veya en az bir kere döl vererek kendini meydana getirmiş hamsiler, henüz Karadeniz’in kuzeyindeki sahalarda bulunmaktadırlar. Karadeniz’in kuzeyinde Sonbahar mevsimi içinde deniz suyu sıcaklığı düşmeye başladığında, su sıcaklığından birinci derecede etkilenenler sıfır yaş grubundaki hamsilerdir. O nedenle, ilk kışlama göçüne başlayacak olanlar sıfır yaş grubu hamsi yavruları olacaktır. Haliyle, sularımızda görülen ilk hamsi göçündeki hamsiler de sıfır yaş grubu temsilcileri olacaktır. Bu nedenle, bu balıkların avlanmaması bir gerekliliktir. Çünkü söz konusu balıklar, balıkçılarımız tarafından gelecek yılın avına saklanması gereken balıklardır. Bu düşünce sürdürülebilir balıkçılık açısından veya stokun geleceği açısından önemli bir konudur.

Diğer bir husus, avlanması gereken fakat henüz sularımıza gelmemiş olan satış boyundaki ergin hamsilerin konumudur. Bu balıkların sularımıza ne zaman geleceğinin tahminini ortaya koyan husus, Karadeniz’in kuzeyindeki, 0-100 m derinliklerdeki su sıcaklığının dikey dağılım verileridir. Eğer bu veriler 50-100 m derinlikler arasında 15C’ye düşmüş ise ergin hamsiler göçe başlamış veya başlamak üzeredir. Bu göçün sularımıza ulaşması en az 2 haftalık bir zaman aralığında gerçekleşmektedir. Ayni yaştaki balıklar boy açısından ayni büyüklükte oldukları için, göç esnasında da, ayni hıza sahip olacaklarından ayni sürü gruplarını oluşturacaktır. Bu farklı boy veya yaştaki sürüleri oluşturan hamsiler, kışlama yerine geldiklerinde, ilk göçü gerçekleştiren sıfır yaş grubu ile karşılaştıklarında karışık sürü oluşumu gerçekleşecektir. Balıkçılarımız tarafından avlanacak hamsi av örneklerinin büyüklü küçüklü karışık olması, anaç hamsilerin göçünün tamamladığının işareti olmaktadır.

Bu avlanmada, gelecek senenin avının sürdürülebilirlik açısından sağlıklı bir boyuta taşınabilmesi için, mevcut stokun sağlıklı tahmini ve biyolojik açıdan avlanabilir av miktarı için, av gücüne göre av mevsimi için, kota tahsisinin tahmin hesabı büyük önem taşıyacağı bir gerçektir.

Bu yıl, Karadeniz hamsisinin Türkiye sahillerine olan göçünü tamamladığı tarihten itibaren, süratle balığın sahillerimizde olan stok boyutlarının akustik yöntemle, en az iki kez ölçülmesi önerilir. Bu ölçümlerin biri, göçün sona erdiği ilk hafta içinde, diğeri ise hamsi av sezonunun ortalarında yapılmalıdır. Bu çalışmalardan elde edilecek stok ölçüm verilerin ortalaması, avlanmanın sağlıklı gerçekleşmesine ve av gücünün tanzimine pozitif anlamda katkı sağlayabilecektir.



Yazınsal Kaynaklar

ARIM, N. (1957): Marmara ve Karadeniz’deki Bazı Kemikli Balıkların (Teleostları) Yumurta ve Larvalarının Morfolojileri ve Ekolojileri. Hidrobiyoloji mecmuası, Seri A, Cilt IV, sayı 1-2.
DEMİR, N. (1959): Notes on the  variations of the eggs of anchovy (Engraulis encrosicholus Cuv.) from Black Sea, Marmara, Aegean and Mediterranean Seas. Hidrobiyoloji İst. B.4 (4) 180-188.
DEMİR, N. (1965): Synopsis of biological data on anchovy, Engraulis encrosicholus (Linnaeus) 1758 (Mediterranean and adjacent seas). FAO Fisheries Synopsis 26:42 pp.
DEMİR, N. (1968): Analysis of local popularions of the anchovy Engraulis encrasicholus (L.) in Turkish waters Based on Meristic Characters. İst.Üniv. Fen.Fak.Mec. Seri B, 33 (1-2) 25-57.
EINERSON, H. and GÜRTÜRK, N.(1960): Abundance and Distribution  of Eggs and Larvea of the Anchovy (Engraulis encrasicholus ponticus) in the Black Sea. Hidrobiyoloji, İstanbul, B.5 (1-2) 72-94.
SLASTENENKO, E. (1956): Karadeniz Havzası Balıkları. (Mütercim ALTAN, H.) E.B.K. Yayınları. İstanbul.