20 Mart 2016 Pazar

İstanbul Birlik ve Bağlı Kooperatiflerine açık çağrı !


Zor günler yaşıyoruz, şiddetin egemen olduğu ülkemizde son günlerde etrafa yayılan bomba kokularına balıkçılıktan daha doğrusu “sürdürülebilir balıkçılık ve küçük ölçekli balıkçılığın korunması mücadelesinden” gelen pis kokular karışıyor. Son zamanlar ortalıkta dolaşan İstanbul Birlik mahreçli 18 artı 18 söylentisinin doğruluğunu öğrendiğimizde belli ki “yorgunluk ve kafa karışıklığı var” diye değerlendirmiş haberler üzerine değerlendirme yapmayı da işin aslını astarını öğrendikten sonraya bırakmıştık. Konuyu bilmeyenler için söyleyeyim 18 formülü derinlikte 18 metre Lüfer avlanma boyunda ise asgari boy olarak 18 santimi ifade ediyor.

İçerisinde 8-10 gırgır avcısı bulunan İstanbul Birlik Çatalca’da kooperatif temsilcileri ( 30 koop ) yaptığı toplantı sonrasında Lüfer’in avlanma boyunun 18 santim arızi boy oranının da %5 olmasının yanı sıra Gırgır avcılığında derinlik sınırının 18 metre olmasına karar vermiş tebliğ önerisini de bu yönde tanzim ederek genel müdürlüğe yollamış.

Olayı ilk duyduğumuzda bu kararın nasıl alındığı konusunda ki ilk girişimlere verilen cevaplar kooperatiflerin ortak kararı olduğu ve demokratik bir şekilde gerçekleştiği doğrultusundaydı. Israrlı çabalarımız sonucunda kooperatiflerin ve ortaklarının yaklaşık 1/3 üne ulaştık ve bu karardan haberlerinin olmadığını öğrendik. Çatalca’daki toplantıya katılanlar ise bu konuda bir oylama yapılmadığını sadece “bu öneriye itirazı olan var mı sorusunun sorulduğunu 2 kişi dışında kimse itiraz etmeyince 18+18 formülünün tebliğ önerisine dönüşerek metne girdiği anlatıldı.

Son 7 yıldır yükselen mücadelede sancak taşıyan bir birlik nasıl oldu da ( kimse kusura bakmasın ) nereyse ihanet çizgisinde ki bu karara imza attı? Birlik yönetimi bu kadar önemli bir kararda oylama yapmak yerine “itiraz eden var mı “ diyerek ( yönetim kendi fikrini örterek ) bu ihanetin sorumluluğunu toplantıya gelen kooperatif temsilcilerinin sırtına yıktı? Bu soruların cevapları yakın zamanda tüm netliği ile ortaya çıkacaktır. Bu güne kadar hiçbir gerçek gizli kalmadı ve biliyoruz ki hakikatler ısrarcıdır. Ben şimdiden  (en azından kendi adıma) sıkı sıkıya yapıştığım hakikatin yakasına yapışmaya devam edeceğim. Şimdiden iddia ediyorum ki “Danışma Kurulu toplantısına kadar hakikati bütün çıplaklığı ile “ ortaya koyacağım.

Gelelim bu yazının amacına;

Bu yazının amacı ne Birliği nede Birlik Yönetim Kurulunu yıpratmak değil yapılan bir hatadan zaman varken dönmek için bir zemin bir fırsat yaratmaktır. Bu Birliği var eden unsurlarla bizim yol birliği ve amaç birliğimiz vardır. Daha da ötesi bu birliğin balıkçıları ile kader birliğimiz vardır. Bize düşen yaklaşmakta olan felaketi İstanbul’un küçük balıkçıları ile paylaşmak çok kısa bir zaman sonra kopacak kıyameti yol yakınken ve vakit varken durdurmak için gerekeni yapmaktır. Bize düşen Genel Müdürlüğe sunulan bu tebliğ önerisini bütün İstanbul balıkçısı tarafından bilinir hale getirmek ve mücadele ile elde edilen Birlik itibarını küçük balıkçının sürdürülebilir bir gelecek hayalini korumaktır.

Şu ana kadar (birisi birlik yöneticisi olmak üzere) konuştuğum bütün arkadaşlara iki soru sordum;

1-      Birliği oluşturan kooperatiflerin ortakları arasında oylama ya da anket yapsak 18+128 formülü kabul görür mü?
2-      Siz danışma kurulu toplantısında  bu önerileri savunabilir misiniz ?

Birinci soruya verilen cevap birlik tabanından böyle bir kararın çıkmasının mümkün olmadığı idi.
İkinci sorunun cevabına gelince; Benim görüştüğüm arkadaşların neredeyse hepsi danışma kuruluna katılmaları durumunda bu öneriye kaşı çıkacaklarını beyan ettiler. Peki, Birlik Yönetimi oylama bile yapmadığı ve kendi eğilimini belli etmediği ( acaba bir taktik mi idi demekten alamıyorum kendimi ) bir toplantıya katılanlara mı yıkacak sorumluluğu?

Birlik yönetimi biz kararı temsilcilere bıraktık diyerek bu rezaletten kendisini kurtaramaz. Siz toplantıya katılan ortaklarınıza neden itiraz etmediniz diyebilirsiniz ama aynı soruyu bizim de size soracağımızı unutmayın. Siz ortaklarınıza neden itiraz etmediniz diyeceğiz size. Neden 18+18 formülünün 2 yıldır İstanbul gırgırcıları tarafından pompalandığını anlatmadınız diyeceğiz. Üstelik bunları internet sitelerinde ve sosyal medyada sormakla yetinmeyecek danışma kurulunda tüm ülke balıkçılarının önünde sormak zorunda kalacağız.

Orada da ortaklarımız böyle istedi diyebilecekmisiniz. Ortaklarınız orada “hayır biz istemedik” derlerse  ( ki diyecekler ) ne yapacaksınız …

Arkadaşlar; bu yolun sonu yok bu sokak çıkmaz sokak. Cümle alem bilir ki küçük balıkçı bu kararı onaylamaz ve sonuçları ağır olur. Büyük emekler verilerek bu günlere getirilen birlik sonu belirsiz bir sürece girmiş olur.

Bir arkadaşınız, yıllardır mücadele eden bir paydaşınız olarak söylüyorum. Danışma kuruluna verdiğiniz önerileri resmi olarak geri çekiniz. Böyle bir tebliğ önerisi vermektense hiç vermemek yeğdir. En azından 3/1 sayılı tebliğ savunuyor oluruz ki bu bile 18+18 formülünden iyidir.

Balığın pulu denizin tuzu balıkçının teri aşkına

Allah aşkına bir daha düşünün ve İstanbul Birliği bağıra bağıra gelmekte olan felaketten kurtarın

Çatalca’da balıkçıdan habersiz hazırlanan tebliğ önerinizi geri çekin


Sevgiyle selamla dostlukla