15 Temmuz 2016 Cuma

Yeni bir sürece doğru


Büyük bir apartmanda yaşıyorsunuz. Bazı komşularınız binanın ortak alanlarını kendi çıkarlarına kullanıyorlar. Bahçeyi tarım arazisine çevirip ekmişler. Çocukların oyun alanları, apartman sakinlerinin altında buluştuğu sohbet ettiği çardak ve hatta garajın bir bölümü 3-5 kişi tarafından haksız hukuksuz işgal ve kullanım altında. Söz konusu olan sadece bu 3-5 kişinin çıkarları ile de sınırlı değil. Kapalı otoparkta birkaç kolon kesip kendilerine apartman ortak alanında ürettikleri mahsulü paketleyecek bir tesis bile yapmışlar. Yani sadece haksız usulsüz kazanç sağlamakla kalmamışlar binanın statik yapısını bozarak bina güvenliğini de içinde yaşayanların can güvenliğini de tehlikeye atmışlar.

Bu durumda eğer bu binada yaşıyorsanız ne yaparsınız. Soruyu daha somut ve doğru soralım. Bu binada oturanlar ne yapmalıdırlar.
Elbette bu konuda çok sayıda öneride bulunabiliriz. Ben yine de en temel olanları sıralıyayım.

İlk yapılması gereken mevcut durumdan çıkarı olmayanların birlik olması için mücadele edersiniz. Onları birlikte hareket etme ve güçleri birleştirme fikrine kazanmaya çalışırsınız.
Bunu yapmanın yolu onlara bina da olan bitenler hakkında basit gerçekleri anlatmaktan, olası tehlikeyi işaret etmekten ve ancak birlikte mücadele edersek tehlikenin engellenebileceği fikrine kazanmaktan geçer.

Birlikte mücadele etmek için faaliyet yaparken diğer yandan da ilgili kamu kurumlarını görevlerini yapmaları için zorlamaya başlarsınız.
Gazetelere haber verip binanın durumuna dikkat çekilmesini sağlamak, komşu binalardaki insanlara mevcut durumunuzu anlatıp onların desteğini kazanmak, ortak alanlardaki usulsüzlükler konusunda hukukçulara başvurmak, bina statiğinin durumunu tespit etmek için ilgili bilimciler ya da mühendislerden destek sağlamak, varsa görevini ihmal edenleri açığa çıkartmak, somut durumlarda dava açmak, ihtiyaca cevap vermeyen yasa ve yönetmeliklerin değişmesi için uğraşmak v.b. yapılacak çok iş vardır.

Bina sakinlerinden bir kaçı bu saydıklarımın güçleri oranında bir bölümünü yapıyor ve yapmaya da devam ediyor. Bir yandan da birlikte hareket etmek ve mücadele etmek için diğer bina sakinlerini kazanmaya çalışıyorlar. Lakin binada küçük bir azınlıklar. Güçleri her şeye yetmiyor. Çok ses çıkartsalar da, sokağın hatta mahallenin konu hakkında bilgilenmelerini sağlasalar da güçleri ne usulsüzlükleri engellemeye yetiyor nede güvenliği tehlikeye atılmış binanın onarılmasına. Kısmi başarılar ve konunun geniş kesimlere duyurulması dışında bir başarı elde edemiyorlar. Zaten küçük bir azınlığın büyük bir çoğunluğun çıkarı için verdiği mücadelenin (mevzi muharebeler kazanılsa da) savaşı kazanmaya yetmeyeceği açık.
Mücadele edenlerin içinde binadan taşındığı halde namus meselesi yapmaya devam edenler de var bina da oturmaya devam edenler de.
Mesele mücadele edenler de değil mesele başka yerde.
Mesele binada oturduğu halde mücadeleye katılmayanların sosyolojileri de ruh halleri de bir değil. Farklı farklı nedenlerden katılmıyorlar mücadeleye. Bir kısmı mücadele eden küçük azınlığın binayı da kendisini de kurtaracağını umuyor. Bir kısmı binayı istediği gibi kullanan çeteden korkuyor. Bir kısmı tuhaf bir şekilde küçük menfaatler uğruna büyük tehlikeyi görmezden geliyor. Esas önemlisi de binada oturanların büyük çoğunluğunun ortak mücadeleye ve kazanacaklarına karşı olan inançsızlıkları. Mesele bu inançsız aparman sakinlerini mücadeleye nasıl kazanacağımızda. Bu hedefe varmak için ihtiyacımız olan yol ve yöntemlerin belirlenmesinde. Mesele birlikte mücadelenin yine birlikte inşa edilmesinde.

Apartmanda bu sosyolojik kategorinin dışında oturanlar var ve bunların davranış biçimlerinin hatta eylemlerinin de tarife ihtiyacı var.

Bunlardan birisi daha önce bahçıvanın ve kapıcının parasını çaldığı için apartmanı terk etmek zorunda kalan eski bir yönetici. Derin bir öfke ve düşmanlıkla hareket ediyor. Amacı apartmana geri dönmek ve bir pozisyon elde etmek.  Bir yandan apartmandan nemalananlara sahte vaatler sunarak tekrar bir ilişki kurmaya çalışırken diğer yandan da apartman içinde bulduğu kuklaları dışarıdan yöneterek apartman için mücadele eden küçük azınlığın yolunu kesmeye bu mücadeleyi engellemeye çalıyor.

Bir diğeri aslen başka bir muhitte lüks bir yaşam sürerken itibar ve kariyer yapma kendini bir marka haline getirmek için bir ara apartmanda bir daire kiralayan ama kiraladığı daireye de pek uğramayan bir kadın. Güçlü, akıllı ve eğitimli bir kadın. Etkili bir çevresi sağlam bir networkü var. Fakat, dışarıdan ve yukarıdan müdahale etmeye çalışıyor apartmana ve verilen mücadeleye. Apartmanı ve sorunları bilen birisinin gözüyle baktığında tuhaf bir durum çıkıyor ortaya. Hem apartmandaki tehlikeye karşı mücadele ediyor (ettiğini sanıyor ) hem de apartmanı tehlikeye atanlarla ortak faaliyet yapmaya çalışıyor. Oturduğu lüks mahallede de apartman üzerinden etki yaratmaya çalışıyor. Oysa ne oturduğu mahallenin apartmanla bir ilgisi var ne de kendisinin. Bazen üzülüyor insan. Çünkü yetenekleri, donanımı ve disiplini ile mücadeleye katkı sağlaması mümkünken kendisini ve faaliyetini mücadelenin önüne geçiriyor. Birlikte mücadele yerine rekabeti tercih ediyor. Bu nedenle de bir o yana bir bu yana savruluyor.

Bir diğeri ise apartmanın müştemilatına ruhsatsız iş yeri açmış. Apartman sakinlerine ıvır zıvır satarak geçimini sağlamaya çalışan birisi. Aynı zamanda bunun iş yeri memnuniyetsizler taifesinin toplanma yeri durumunda. Memnuniyetsizlerin gidecek yeri yok bunun da onu kovacak gücü. Birbirlerini tamamlıyorlar. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş misali. Her türlü gıybet iftira gırla gidiyor. Arada sırada apartmandan nemalananlara laf atsalar da çoğunlukla mücadele edenlere taş atmakla geçiriyorlar zamanlarını. İşportacının mücadele ile alakası yok aslında onun tek derdi satmayı umduğu 3-5 ıvır zıvır ve dükkâna gelen gidenin sayısının artması.

Apartmanda aşağılık kompleksi ve duygusal yalnızlık çeken ruhsal problemlerinin yarattığı acı ve sıkıntılarını gidermeye çalışan birkaç kişi daha var. Mücadelenin ilk yıllarında olan biteni anlamaya çalışan bu mücadele de var olarak ps,kolojik sorunlarından kurtulmaya çalışan bu birkaç kişi de başarısızlıklarını yine mücadele edenlerle mücadele ederek gidermeye çalışıyorlar.
Mücadeleye nasıl bir katkı koyarız biz hangi eksiği kapatırız diye bir kaygıları yok. Telefon ellerinde sabahtan akşama kadar mücadele eden küçük bir azınlık hakkında istihbarat peşinde koşuyorlar. Bu küçük azınlığın hata yapmasını umuyor ve istiyorlar. Ne yaman çelişki o küçük azınlık elbette hata yapabilir ama bu mücadeleye özne olarak bakanlar onların hata yapmalarını ummak yerine hata yapmalarına engel olmak gerektiğinin farkında bile değiller.

Üstelik apartman yönetiminin zaman zaman bunları insan yerine koymaları sebebi ile aşırı şişmiş bir öz güvene sahipler. Öyle bir öz güven ki iftira ve dedikodu ile gerçekten kedi küçük dünyalarında verdikleri bu savaşı kazanabileceklerine inanıyorlar.
Bunları yazmakta ki sebebim içine girmek üzere olduğumuz yeni sürecin sathi mahalline dikkat çekmek ve bu yeni süreçte gerek bizim gerekse apartmanın mağdurlarının hem apartmanı statik olarak güvenceye almak hemde apartmandan haksız hukuksuz nemalananları zapturapt altına almak için yapması gerekenleri tartışmaya açmaktır.
Yeni süreç içimizde ufak tefek nemalanmalar yüzünden mücadeleye zarar verenleri ikna etmek edemiyorsak tasfiye etmek gibi bir görev koyuyor önümüze.
Yeni süreç binada olan bitenden mağdur olup binanın ve yaşamlarının tehlikeye atılmasına karşı ses çıkarmayanların sosyolojisini anlamak ve kesinlikle birlikte mücadele etmek gibi bir görev koyuyor önümüze.
Yeni süreç apartmanda oturmadığı halde apartmanın ve içinde yaşayanların geleceği üzerinde karar mekanizmalarını oluşturanların esas görevlerine iknalarından ve apartmanın gerçekleri konusunda rasyonel bir farkındalığa kazanılması görevini koyuyor önümüze.

Yeni süreç gerek apartmanda oturduğu halde başka hesaplar peşinde koşanların gerekse apartman hakkında karar alanların bu kararlara yön veren kurum ve kişilerin gerçek pozisyonlarını açığa çıkartma görevi koyuyor önümüze.
Bu görevleri başarı ile yerine getirebilir apartmanımıza sahip çıkabilirizi. Hatta daha da ötesi apartmanımızı sonsuza kadar koruya biliriz. Tek bir koşulla.
Birlikte mücadele eder ve sahici bir mücadele geleneği yaratmak şartıyla.
Eğer başaramazsak apartman başımıza çökecek.
Apartmandan nemalananlar ve argo deyimle bizim apartmanda, sokakta ve mahallede volta atanlara ise bir şey olmayacak.
Onlar zaten bizim apartmanda değiller …

Son söz olarak;
Artık gerilla savaşının dönemi bitmiştir ya büyük bir mevzi savaşı vereceğiz yada yenileceğiz.


Not: Bizim apartman, sokak ve mahallede oturup yazdıklarımdan bir şey anlamayanlar için başka mahalleye taşınma vakti gelmişte geçiyor demektir.