2 Ağustos 2016 Salı

Zor bir yazı.





Zor bir yazı bu. Ülkenin yaşadığı büyük acı ve henüz tam olarak bertaraf edilip edilmediği belli olamayan bu büyük tehlike koşullarında yaşıyoruz. Dikkatlerimiz ve düşüncelerimiz bu büyük tehlikeye odaklanmış durumda teyakkuz halindeyiz.

Bu nedenle yeni Tebliğin yayınlanmasının gecikmesini fazla önemsemedik ve memleket karışmış büyük tehlikelerle başa çıkmaya çalışılıyor elbet yayınlanır diyerek pek oralı olmadık. 
Önemsemedik derken kast ettiğim şu. Tebliğ katıldığımız ve katılmadığımız yanları ile birlikte kaba hatları belli olmuş ve “genel itibari” ile sürdürülebilir avcılık konusunda içine girdiğimiz reform sürecinin devam ettiğini işaret ediyordu. Bu nedenle de bir adım geri iki adım ileri dedik ve sahip çıktık.

Gel gör ki bazı odaklar kurt dumanlı havayı sever diyerek günlerdir Ankara kapılarında kah siyasi kadrolar kah BSGM nezdinde yaptıkları girişimlerle danışma kurulunda ilan edilmiş tebliğ konusunda faaliyette bulundular ve hala bulunmaya devam ediyorlar. Biz memleketin içine düştüğü durum ve resmi otoritemiz olan BSGM’nin kendi hazırladığı tebliğin arkasında duracağı düşüncesi ile aklımız memleketin yaşadığı büyük tehlikeye yönelttik ve bu girişimleri ciddiye almadık.
Şimdi görüyoruz ki yanlış yapmışız. Gerek Ankara merkezli haberler gerekse  büyük balıkçı(Özellikle büyük İstanbul) merkezli haberler Tebliğin değiştirildiği yönünde. Nelerin değiştiği yönünde kelam etmek istemiyorum. Nelerin değiştiğinden çok nasıl ve neden değiştiği daha önemli.

Bu değişiklikler; canlı doğal kaynakların sürdürülebilir avcılığı yönündeki eksikliklerin giderilmesini mi kapsıyor yoksa büyük ölçekli balıkçıların ve üçüncül paydaşların ticari taleplerini mi kapsıyor. Bunu görmeye çok az kaldı. Gelen ve ortalıkta dolaşan haberler bu konularda büyük sürprizler ve hayal kırıklıkları yaşayacağımız yönünde.

Umarım ben mahcup olur ve seve seve hem bu yazıyı okuyanlardan hemde bu yazının muhataplarından seve seve özür dilerim. Size olan güvenimizin sarsılması boş bir kaygıdan ibaretmiş hakkınızı helal edin beni de af edin derim. Eğer bunu dersem son yıllarda yaşadığım en büyük mutluluk olacağını şimdiden ilan ediyorum.

Eğer bu tebliğ değişikliğe uğrar ve haklı çıkarsam da çok büyük mutsuzluk yaşayacağımı da bilmenizi isterim. Bu konuda haklı çıkmak asla bir sevinç ve onur kaynağı olamaz.

Edebiyatı bir kenara bırakalım ve tebliğ meselesine geri dönelim.
3/1 sayılı tebliğ danışma kurulu sonrasında revize edilip derinlik ve avcılığa sınırlı alanlar küçültüldüğünde Genel Müdürlük sürdürülebilir balıkçılık mücadelesinin motor gücüdür dedik ve itibarını korumak nedeni ile kelam etmedik.  
Son tebliğde yaşanan bu geri adım eğer yürürlüğe girmek üzere olan yeni tebliğde de yaşanırsa anlayacağız ki başımızın çaresine bakmak zorunda kalacağız.

Anlayacağız ki, BSGM kendi aldığı kararları lobilere ve baskı odaklarına karşı savunacak kararlılığa ve güce sahip değil.

Anlayacağız ki, BSGM (şahısları tenzih ederek ) uzun sayılabilecek bir süredir içinde bulunduğumuz balıkçılık reformu sürecinin önderliğini de itibarını da taşıyamamaktadır.

Gönül kırmak hak yemek benden uzak olsun.

Mesele Balıkçılık meselesidir.
Mesele Geleneğin ve kültürümüzün korunması ve yeniden üretilmesi meselesidir.
Mesele canlı doğal kaynakların ve kaynakları paylaşanların korunması meselesidir.
Mesele paydaşlık hukuku ve bu hukukun namusunun korunması meselesidir.
Mesele en önemli ekonomik ve kültürel değerlerimizden birisi olan küçük ölçekli geleneksel balıkçılığın korunması meselesidir.

Saygıyla
Sevgiyle
Selamla


Ne yapın edin bana özür diletin …