14 Mayıs 2014 Çarşamba

Haber kömürden daha kara





  İş kazaları ancak infial uyandıracak büyüklüklere ulaşınca yer almaya başladı medyada. Oysa ülkemizde her gün ölümlü bir iş kazası var. Evlerine ekmek götürebilmek için daha güvenli iş bulamayan insanlarımız ölümü veya sakatlığı göze alarak çalışıyorlar. Madencilik, İnşaat sektörü ve denizcilik bu alanların başında geliyor. İnsanlar ölüyor, ocaklara kor ateşler düşüyor ancak biz bu ölümler kitlesel olunca farkına varıyoruz olan bitenin.

  Varıyoruz da ne oluyor, bir sonrakini ne kadar unutuyoruz. Her seferinde tekrar yaşıyoruz aynı acıları, aynı öfkeyi ve umutsuzluğu. Kalkınmanın adını ne pahasına olursa olsun büyümek ve ne pahasına olursa olsun sermaye birikimi olarak koyduğumuz zaman yaptığımız her işte Pazar ve maliyet masraflarından başka bir şey olmuyor gündemimizde. Ne yitirdiğimiz insanları yazıyoruz bilançolarımıza nede canlı kaynaklardan yitirdiklerimi. Demir başlarımızın arasında ne doğa var nede insan. Ham maddenin, üretim aracının  ve insan emeğinin maliyetini hesaplıyoruz da diğer yitirdiklerimizi yazmıyoruz bir türlü zarar hanelerimize. Canlar gidiyor, ocaklar sönüyor ve biz sadece üzülüyoruz. Toplumsal acılarımızın kitlesel halde sebep olduğu travmaların yeri yok maliyetlerde. Tıpkı kaybolan Uskumru'nun, yitirmek üzere olduğumuz Kalkan balığının, Bodrum’un ünlü Dil balığının, Mercanın, Istakoz’un ve onlarcasının maliyetlerde yerinin olmadığı gibi.

  Ne kaybettiğimiz Arıların hesabını yapıyoruz nede her gün daha da yok olan yaban hayatının.  Varsa yoksa kalkınma varsa yoksa ekonomik büyüme. Doğası tükenen dünyanın, insanı iş kazlarında umarsızca ölen bir toplumun aslında büyümediğini, sadece gelecekten çaldığını göremiyoruz. 

  Üretim planlamalarımız da, kar ve zarar hesaplarımızda ne doğa var nede insan.
Kaç işçiyi öldürdük, kaç ağacı kestik, ne kadar su kirlettik, ne kadar tür yok oldu. Bunların hesabını tutmuyoruz. Ölümler istatistiklerde ruhsuz rakamlar olmakta öteye gitmiyor.

  Sonra karşımıza çıkıp kader diyorlar, diye biliyorlar.
Oysa unutuyorlar kader ve kazadan bahsetmek için tüm tedbirleri almış, planlamalarımızı kazaları ön görerek yapmış olmamız gerekir. Bunları yapmamışsak eğer söz konusu olan kaza değil ihmaldir. Bu tarz ihmallerin Ceza Huhukunda ki yeri ise “Kastı aşan fiillerdir” "ihmal sebebiyle ölüme sebebiyet" vermektir. Hatta, İhmal sebebi ile toplu ölüme sebebiyet vermektir.
İyi de ihmalin bu kadarı cinayettir  mi dediniz, iyi niyetime saflığıma verin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder