26 Ocak 2012 Perşembe


Kıyı Balıkçılığınım Aktüel Sorunları ve Çözüm Önerileri





1-Kıyı Balıkçısı-Büyük Balıkçı Arasındaki Balıkçılık Saha Paylaşımı Problemi



Azalan balık stoklarına ve artan balıkçı sayısına bağlı olarak özellikle 2000’li yılların basından itibaren kıyıdaki balıkçılık kaynaklarından yararlanan kıyı/artisanal balıkçıları; bu kaynaklardan yaklaşık 1990’ların ortalarına kadar elde ettikleri av miktarına, dolayısıyla da gelir düzeyine ulaşamamaktadırlar.



Kıyı balıkçıların en çok yararlandığı hedef türlerin basında kalkan, barbunya, mezgit, tirsi, lüfer ve palamut ekonomik balıklar yer almaktadır. Bu gün kıyı balıkçıları için en büyük sorunlarının basında; stokları azalan bu türlerin avlandıkları alanlar da büyük balıkçılar da avcılık faaliyetlerini sürdürmeleridir. Av sezonu boyunca yakın kıyı sularına kadar (10 kulaç) yaklaşan büyük balıkçı tekneleri; derinlikleri 100-150 metreye varan çevirme ağları ile birlikte hedef tür olarak avladıkları başlıca hamsi, istavrit, lüfer ve palamudun yanı sıra yoğun olarak kıyı balıkçılarının kullandıkları av sahalarındaki her türlü balık türü üzerinde de yoğun bir av baskısı oluşturmaktadır. Bu durum başlıca; (1) Kıyı balıkçılarının av sahasının kısıtlanmasına (gırgır av periyodu boyunca, özellikle çevirme ağları ile yakın kıyı sularındaki istavrit av operasyonları kıyı balıkçılarının kullandığı av sahalarında operasyon yapmakta ve büyük ölçüde küçük balıkçıların kullandığı uzatma ağlarının operasyon alanı ve kabiliyeti kısıtlanmaktadır), (2) yeterince azalan hedef türlerden verimli bir avcılık yapılamamasına ve (3) çok farklı av gücüne sahip bu iki farklı karakteristikteki balıkçı grubu arasındaki ortak saha kullanımının ekonomik kazanç açısından kıyı balıkçılarının aleyhine sonuçlanmasına sebep olmaktadır. Diğer taraftan teknolojik ve ekonomik üstünlük açısından kıyı balıkçıları büyük balıkçılar ile rekabet edememekte, her açıdan üstünlük büyük balıkçıların elinde

bulunmaktadır.



ÖNER_: Sektörel bazda kıyı balıkçıları açısından en önemli temel problemi kıyı balıkçıları ile büyük/gırgır balıkçılarının kullandıkları ortak av operasyon sahası oluşturmaktadır. Hareket kabiliyeti çok yüksek olan ve denizel ortamdaki her alanı kullanabilen büyük balıkçı tekneleri için av operasyonu sahasının en azından 1 mil veya 50 m’den daha az derinlikteki yakın kıyı sularının dışına çekilmesi (bu öneri ancak gemi izleme sisteminin işletilmesi ile mümkün olabilecektir); (1) yakın kıyı ekosistemindeki gerek biyoçesitlilik, gerekse de ticari balık türlerini koruma açısından, (2) kıyı balıkçılarının daha verimli ve rantabl bir avcılık yapmasını sağlayacaktır.



2-Mesleki Balıkçı-Amatör Balıkçı Uygulamasından Kaynaklanan Sorunlar



Kıyı balıkçılarının avlandığı alanlardaki ekonomik balık stoklarının işletilmesi konusunda diğer önemli bir paylaşımcı grup da; sayıları her geçen yıl daha da çok artan‘ amatör balıkçılardır. Yasal/teorik anlamdaki amatör balıkçı tanımı ile fiiliyattaki amatör balıkçı uygulamaları tamamıyla birbirine aykırıdır. Bu açıdan bakıldığında amatör balıkçıların varlığı kıyı balıkçılığı açısından başlıca iki önemli negatif olguya sebep olmaktadır. Bunlar sırasıyla; (1) kıyı balıkçılık kaynaklarının paylaşımına doğrudan ortak olma ve (2) potansiyel olarak mesleki kıyı balıkçı sayısının giderek artısına neden olmaktadır.

Bu gün amatör balıkçı ruhsatı alan her vatandaş kıyı balıkçısı gibi avcılık faaliyetlerinde bulunmakta, olta ve paraketenin dışında diğer av araçlarını da kullanmakta ve sınırsız miktarda balık avlayarak, bu balığı kendi yerleşiminde, balıkçı kooperatifi yönetiminin dışında, bağımsız olarak pazarlayabilmektedir. Hukuksal ve idari açıdan mesleki tanımın tam olarak netleştirilememesinden ileri elen böylesi bir haksız rekabet büyük ölçüde yasalardan; yasalardaki boşluklardan kaynaklanmaktadır. Neticede bu haksız rekabetin bir sonucu olarak kıyı balıkçılık kaynakları hakkı olmayan bir grup tarafından ticari olarak kullanılmakta ve gerçek kullanıcılar/yararlanıcılar olan kıyı balıkçıları mağdur olmaktadır. Oysa amatör balıkçılık gerek iç sular, gerekse de denizel ortamlar için net olarak tanımlanmıştır. Amatör balıkçılar ticari anlamda balıkçılık faaliyetinde bulunamaz. Aksine bu uğrasının karşılığında ilgili kamu kuruluşlara/organizasyonlara bir bedel ödemek zorundadır. Her türlü olta takımı, serpme ve yemlik uzatma ağı dışında bir teknede herhangi bir av aracı varsa, mevzuata göre bu artık ticari avcılık faaliyetidir ve ruhsatlı tekne ile yapılması zaruridir. Ruhsatsız tekne ile ağ kullanarak avcılık yapan kişi her ne kadar mevsimsel de çalışsa artık amatör avcı değil kaçak/illegal avcıdır. Bu faaliyete de amatör avcılık faaliyeti denemez. Ruhsatsız teknelerdeki bu tür avcılık faaliyetinde bulunanlara karsı denetimler yürütülmesine karsın uzun vadede amatör balıkçılıktan mesleki balıkçılığa geçiş süreci artarak devam

etmektedir. Bu geçiş yasal tamının ötesinde daha çok fiili avcılık olarak ortaya çıkmaktadır.

Amatör balıkçıların kıyı balıkçılığı üzerine olan olası etkilerini su şekilde özetlemek mümkündür.

(1) Amatör balıkçılar ileriki aşamada; orta ve uzun vadede bir şekilde yolunu bulup, yasal boşluklardan da yararlanarak (aktif olmayan, eski teknelerin ruhsatını satın alarak, teknelerini nitel ve nicel olarak büyüterek) mesleki balıkçı hüviyetine sahip olmaktadır. Bu süreçteki avcılık operasyonlarında illegal durumlar da söz konusu olmaktadır.

(2) Kıyısal balıkçılık kaynaklarına; ticari öneme sahip balık kaynaklarını mesleki balıkçılar gibi avlamakta ve pazarlamaktadır. (3) Mesleki balıkçıların başka bir yan geliri olmamasına karsın; amatör balıkçıların çok büyük bir kısmının birincil anlamda önemli bir geliri bulunmaktadır. Çoğunlukla da bu grup emekli isçi ve memurlardan oluşmaktadır. Mesleki balıkçılar avladıkları avdan elde ettikleri geliri büyük ölçüde av malzemelerine ve işletme giderlerine harcamalarına karsın, yasam standartlarından ötürü amatörler için bu anlamda herhangi bir problem yoktur. (4) Amatör balıkçılar daha çok yaz dönemi balıkçılığı yapmaktadır. Yaz periyodu büyük balıkçılık açısından aktif olmadığı için, kıyı balıkçılarının avladığı balımın pazar değeri de normal av sezonuna göre artmaktadır. Ancak amatör balıkçıların bu dönemdeki avı pazar fiyatlarının düşmesine sebep olmakta, bu da kıyı balıkçılarının gelirini etkilemektedir.



ÖNER_: Özellikle kıyı balıkçılığı açısından etkin olan ve sayıları neredeyse mesleki balıkçıların üstünde olan amatör balıkçılığın yapısal ve hukuksal anlamda yeniden tanımlanması ve ticari balık avcılığı aktivitelerinde bulunmaması sağlanmalıdır. Aksine tüm amatör ruhsatlı balıkçılar kendi yerleşimlerinde dernekleri vasıtasıyla organize edilerek bir bedel karşılığında bu hobilerini tatmin etme yolları sağlanmalıdır.



3-Balıkçı Kooperatiflerinin Yönetimsel ve _işlevsel Sorunları



Hukuki/idari mevzuat ve isleyiş açısından, balıkçı kooperatifleri günümüzde mesleki balıkçıların; özellikle kıyı balıkçılarının her türlü problemine karsı cevap verecek düzeyde değildir. Balıkçılık mesleki ve bu mesleğe sahip insanların sosyal-kültürel ve ekonomik gelişimi üzerindeki etkisi son derece kifayetsiz olup, balıkçılığın gelişimi açısından fonksiyonel bir isleyişe sahip değildirler. Basta balıkçılık eğitimi olmak üzere ortakların mesleki sorunları, avcılık ile ilgili teknik ve biyolojik bilgi birikimini arttırma, avın değerlendirilmesi, ortaklara ucuz kredi ve avcılık için gerekli malzeme, alet-ekipman gibi destekler yok denecek düzeydedir. Bu gün kooperatifler ortaklarına sadece mevzuatlar için

gerekli matbu/resmi evrakların onaylatıldığı, işlettikleri lokal veya /kahvehane kıyı balıkçıları için bir sosyal iletişim aracı olmanın ötesinde, mesleki aidiyet duygusunun oluştuğu basit bir organizasyon olarak bakılabilir. 2010 yılından başlamak üzere; son iki yıldır hamsi avı ile ilgili balıkçı teknelerine tahsis edilen kota uygulamaları için gerekli olan karaya çıkış noktası av kayıtları kooperatifler aracılığı ile yapılmakta ve bu hizmetin karşılığı olarak hamsi av sezonu boyunca elde edilen gelir kooperatife bir gelir sağlamaktadır. Ancak kısa süren av periyodu nedeniyle bu gelir de yeterince tatmin edici olamamaktadır. Balıkçı kooperatiflerine ortak/üye kabulünün prosedürü/koşulları çok kolay ve basittir.

Kooperatife üye olmanın en önemli göstergelerinden birini oluşturan ve mesleki balıkçı olmanın da bir anlamda tescili olarak kabul edilen ruhsatlı tekne sahibi olmayan kişiler; sarı ruhsata sahip tayfalar da kooperatife üye kabul edilmekteydi. Bu uygulama 2010 yılına kadar devam etmesine karsın; 2010 yılından sonra kooperatif ana sözleşmesinde tekne sahibi olmayan balıkçıların kooperatife üye kabul edilmesi önlenmiştir. Bu yeni uygulama sonrasında, bu hakkı elde edenlerin üyeliklerinin devam edip-etmemesi halen tartışılmaktadır.

Genel olarak herhangi bir balıkçı yerleşiminde faaliyet gösteren kooperatif üyeleri başlıca üç ayrı kategoriden oluşmaktadır.

(1) Ruhsatlı av-üretim aracına (tekneye) sahip gerçek balıkçılar,

(2) Tayf acılık yapan balıkçılar ve

(3) Balıkçı ruhsatı olan ancak balıkçılıkla herhangi bir ilgisi bulunmayan üyeler. Gerçekte çok müşkül bir meslek grubunu oluşturan tayfalar da, hem av sezonunda büyük teknelerde, hem de av sezonu dışında da, aile içi kıyı balıkçılığında yeterince tatmin edici bir s garantisi ve sosyal güvenceden yoksun olarak bu mesleği sürdürmektedirler. Sosyal manada mesleki güvencenin olmayışı, avcılık yapılan teknelerdeki pay/gelir paylaşımının; 10 yıl, 15 yıl öncesine göre av veriminin ciddi oranda azalması, büyük teknelerin aktif av sezonundaki mevsimlik isçilik süresinin giderek daralması gibi sebeplerden ötürü de ekonomik olmaktan çıkmıştır.



ÖNER_: Sırasıyla;

(1) Kooperatiflerin hukuki, idari ve ekonomik olarak yeniden yapılandırılması ve ortakların kooperatiflere olan sorumluklarının da güçlendirilerek, sorumlu bir ortaklık kavramının hayata geçirilmesi ve bunun yasal zemininin oluşturulması. (2) Kooperatiflerin, mali açıdan güçlendirilmesine yönelik önlemler alınması.

(3) Büyük ve küçük balıkçı kooperatifleri arasında da, kendi statülerine uygun farklı bir yapılanmaya gidilmeli, her bir grubun basta avcılık sahası olmak üzere balıkçılık kaynaklarının yönetiminde, kontrol hizmetleri dahil merkezi ve taşra kuruluşları ile birlikte sorumluluk alması,

(4) Karaya çıkarılan avın pazarlanmasında etkin bir rol üstlenmesi sağlanmalıdır. (5)Pazarlama da; basta depolama olmak üzere soğuk zincirin kurulması ve toplama, tasıma ve açık arttırma/müzayede islerinde kooperatifin aktif rol almasının yolu açılmalıdır.

(6) Ucuz, kaliteli üretim aracı/malzemesi, hammadde sağlamak, üretim araçlarının (tekne-ağ) bakım/onarım, tamir/yapım gibi islerinde kooperatifin sahip olduğu veya aracılık ettiği atölyelerde daha kaliteli ve ucuz hizmet sunulmalıdır.



4-Kıyı Balıkçıları için Küçük Girdi/işletme Destekleri ve istihdam Olanakları (AG,



Tekne Bakım-Yapım-Onarım Atölyeleri)

Kıyısal balık stoklarının azalması ile birlikte günümüzde kıyı balıkçıları artık elde ettikleri günlük av ile aile içi asgari yasam standardını sağlayamamaktadırlar. Kısaca artisanal balıkçılık artık tek basına yeterli bir kazanç kapısı olmaktan çıkmıştır.



Kıyısal bölgelerdeki önemli bir nüfusa istihdam olanağı sağlayan kıyı balıkçılığı ve mesleki balıkçıların kooperatifler aracılığı ile veya bireysel olarak hükümetlerce desteklenmesi, en azından av araç-gereçleri (ham ağ materyali ile tekne bakım-onarım (tersaneye/kızağa çekme) masrafları için kontrollü, uzun vadeli ucuz kredi olanaklarından yararlandırılması kaçınılmazdır.



Kıyı balıkçıların en önemli giderini ham ağ temini ve tekne bakım masrafı oluşturmaktadır. Özellikle son iki yıldır Bakanlıkça misina ağı kullanımına getirilen yasak (Kıyı balıkçılarının kullandığı misina materyali için Eylül, 2011 tarihi itibariyle tamamen yasaklanmıştır) nedeniyle; bu geçiş sürecinde balıkçı palamut uzatması hariç (bu av aracı sentetik materyalden donatılmaktadır) elindeki tüm ağları sentetik ağ materyali ile değiştirmekte ekonomik olarak zorlanmaktadır. Ordu ve Giresun kıyı balıkçıları ile yapılan mülakatlarda Giresun’daki kıyı balıkçılarının yaklaşık %90’ı, Ordu’dakilerin ise yaklaşık %40’ı mali açıdan bu geçişi sağlayamadıkları beyan edilmiştir. Kıyı balıkçılarının kullandıkları ağ tipleri başlıca; kalkan, mezgit-barbunya, istavrit, palamut-lüfer, tirsidir/molozuma gibi dip ve plajı uzatma veya voli (kıyı çevirme ağları) ağlarından oluşmaktadır. Fiyat açısından iki ağ tipi arasında %100’e varan bir fiyat farkı ulunmaktadır. Bir kutu sentetik ipliğin balıkçıya olan maliyeti 40 TL, misina ağının ki ise 20 TL’dir. Bu farkı karşılayamayanlar ya bankalardan kredi çekiyor, ya da kredi çekmeyi göze alamayanlar, büyük teknelerde tayf acılığa gidiyordur. Kıyı balıkçılarının operasyon esnasındaki en büyük ağ kayıplarına yunus popülasyonları sebep olmaktadır. Özellikle yaklaşık beş gün veya bir

hafta boyunca denizde kalan kalkan uzatmaları en fazla yunuslara maruz kalmaktadır. Diğer dip balıkları için de benzer bir risk bulunmaktadır. Benzer bir maddi imkânsızlık da yaz aylarında balıkçı teknelerinin kızağa çekilmesi sırasında tekne için yapılan yıllık bakım ve onarım masrafıdır. Bu masrafın en önemli kısmı boya ve macuna gitmektedir. Diğer bir önemli masraf kalemi de teknenin kızağa çekilmesi için bağlı bulunduğu yerleşimden uzaktaki bir tersaneye taşınması sırasında ortaya çıkmaktadır. Karadeniz kıyısı boyunca hemen hemen her yerleşimde tekne yapımından, tamir-bakıma kadar geleneksel gemi ustaları bulunmaktadır. Tekne yapımı Karadeniz kıyı insanları için geleneksel bir zanaat dalıdır. Bu gün bile birçok lokalizedeki kıyı insanları bu mesleğin en inceliklerini yerine getirebilecek yetenekteki ustalardır. Her balıkçı limanı ve barınağında en az iki kişilik bir esnaf grubunun desteklenmesi ile balıkçılık sektörü için yenidir is/istihdam alanı açılacağı gibi aynı zamanda kıyı balıkçıları kendi yerleşimlerinde daha az masraf ile tekne bakım, onarım ve yapım islerini yerine getirebileceklerdir. Hem yeni bir istihdam alanı yaratılmış olacak, hem de balıkçılara daha az bir harcama ile daha kaliteli bir isçilik hizmeti sunulacaktır. Yerel düzeyde; balıkçı barınak ve liman lokalizelerinde bu yeni is alanlarının oluşturulması ile birlikte Karadeniz kıyısı boyunca; kıyı balıkçıları ile ilişkili yeni bir sektör doğacaktır. Özellikle bu kapsama büyük balıkçılar için daha da önemli olan ağ donanımı, tamir ve bakımı için sürekli bir is alanı da devreye girecek, sadece bu isi yapan meslek erbapları yetişecektir.



5-Sosyal Güvenlik Sistemindeki Yetersizlikler



Balıkçılık sektörü içerisinde, özellikle doğrudan avcılık yapan mesleki balıkçı grubu ve tayfların sosyal güvenlik sisteminden tam olarak faydalandıkları söylenemez. Hükümetlerce büyük oranda “ isteğe Bağlı Tarım Sigortası” kapsamına alınan kıyı balıkçılarının büyük bir çoğunluğu bu günkü kazançları ile aylık asgari bedellerini ödemekte zorlanmaktadır.



Sosyal Güvenlik Sistemi içerisinde balıkçı topluluklarının diğer gruplardan ayrılarak yeniden ele alınarak değerlendirilmesi ve devletin balıkçıların eski ödenmemiş





Dr. Mustafa ZENGİN

(TR90 DOGU KARADENİZ BÖLGESİ SU ÜRÜNLERİ SEKTÖR RAPORU:

Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü, Trabzon.

Bu proje 2011 Yılı Doğrudan Faaliyet Mali Destek Programı kapsamında Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı tarafından desteklenmiştir)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder