22 Nisan 2011 Cuma

Karadeniz Herkesindir

  Karadeniz Herkesindir


    Evden, görünen denize baktığında, çok uzaklara kadar uzanan deniz önümde seriliydi. Rüzgar ve dalga olmadığından oldukça sakindi. Büyük balıkçı teknelerinin hepsi denizin üzerindeydi. Görüldüğü kadarıyla yirmi-yirmibeş tekne balık avlıyordu.
    Balıkçi teknelerinin kimileri ağlarını sarmıştı. Kimileride balık kovalıyordu. Avlanan balıkları limanlara taşıyanlarda onların peşinden gidiyorlardı. Denizin üzerinde bir karış boş yer bırakmamışlardı. Bütün tekneler biz, küçük balıkçıların balık avladığı sularda toplanmış avlanıyorlardı.
     Gerçektende  orada olan büyük balıkçılar, onlarla çalışanlar avlanacakları balıkların kazançlarıyla evlerine yiyecek götüremek için çalışıyorlardı. Sanırım, kazançlarıyla kimileri çocuklarını okutacak, kimileri hastalarının bakımını sağlayacak, kimileride yapmış oldukları borçlanmaları ödemek için uğraşıyordu. Herkes yaşam için gerekli olanları yapmaya çalışıyorlardı. Harcadıkları bu emek için kimse bir şey diyemez. Herkes gibi onlarında karadenizden kazanç sağlama hakkı var.
     Karadenizde küçük balıkçılarda kendi geçimleri için bir şeyler yapıyorlar, yapacaklarda. Kimileri; geçim için para kazanma, yada yaşam için yapılan mücadeleye yardım için bu işi yapıyorlar. Kimileri de kendileri için balık avlanmak, günlük yorgunlukları gidermek için bu sularda balık avlarlar.
     Her ikiside kendileri için Karadeniz yaşamından bir şeyler kazanmaya çalışır. Bu, büyük ve küçük balıkçıların en doğak hakkıdır.
    Burada önemli olan ve en iyi yapılacak iş; bir şey yaparken başkasını engellenilmemesidir. Birbirinin gelirlerini engellemeyeceksin. Karadeniz ürettiği ürünler Karadeniz kıyısında yaşayan bütün insanlarındır. Gerçek olan budur.
    Burada anlatmak istediğim; biz küçük balıkçılar balık avlandığımız sulara büyük balıkçıların avlanması nedeniyle hiç balık kalmamaktadır. Büyük balıkçılar balık bulabilmek için teknelerindeki elektronik aletleri kullanmaktadırlar. Onlar çok uzaklardan ve suyun derinliklerindeki balıkları görebiliyorlar. Balıkların onlardan kaçış şansı hiç olmaz.
    Küçük balıkçıların böyle aletleri hiç yoktur. Onlar belirli yerlerdeki sularda balıkları aramakla bulurlar. Durum böyle olunca yapılan doğru ve yakışık alan bir iş olmaz.
    Biz küçük balıkçılar, büyük balıkçılar balık avlanmasında biz avlanalım diye birşey demez, diyemez. Böyle birşey demeğe kimseninde hakkı yoktur.
    Burada yapmamız gereken ve doğru olan; büyük balıkçılar, küçük balıkçıların avlandıkları sulardan biraz dışarıda avlanmalılar. Yada; küçük balıkçıların avlandıkları yerleşim yerlerinin önünde avlanmalılar. Çoğunlukla küçük balıkçılar ya yerleşim yada liman açıklarında avlanırlar. Bu yerleri büyük balıkçılar biraz dikkat ederlerse küçük balıkçılara avlanacak yer düşer. Deniz ve suların herkesin olduğu unutulmamalıdır.
    Kimi zamanlar küçük balıkçılar avlanırken onların yanıbaşında ağ sararlar. Kimi zamanda küçük balıkçıların kayıkları sarılan ağın içinde bırakılır.
    “ Büyük balık küçük balığı yutar” suyun altındaki yaşamda olur. Ne yazıkki İnsanların yaşadığı yerlerdede yapılıyor. Bırakın! Denizin yüzeyinde bunu yapmayalım.
    Bu deniz, balık avlayan büyük balıkçılar gibi, küçük balıkçıların hatta deniz kıyısından olta ile balık avlayanlarında denizidir. Hepimiz, birbirimizin hakkına saygı duyalım. Yaşamın güzelliği böyle sağlanır.

   Tuta-stveli.2010     Arkabi

Osman Şafak Büyüklü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder