20 Nisan 2011 Çarşamba

SEZON DEĞERLENDİRMESİ

2010-2011 Çevirme ve trol avcılığı av sezonunu da artık gelenekselleşmeye başlayan, av sezonunun uzatılması, uluslararası suyun avcılığa açılması tartışmaları ile kapadık. İdareye geçen sene olduğu gibi bu senede Tebliğ’in arkasında durarak av sezonunun 15 gün uzatılmasını kabul etmedi ve en önemlisi geçen yıl uluslararası su konusunda yapılan hata bu sene tekrarlanmadı.
Geçtiğimiz av sezonu genel hatları itibari ile 4 konuda çatışmaların ve mücadelenin yaşandığı bir yıl oldu.
Bunlar ;
FSD ve onun tam 1 yıl önce başlattığı “İstanbul lüfere hasret kalmasın” kampanyası.
Greenpeace tarafından örgütlenen “sizinki kaç santim” kampanyası
İstanbul boğazındaki gırgır avcılığı için getirilen saha büyütme kararı.
Gelenekselleşmiş  “Sezon uzatılsın” ve “Uluslararası su gırgır avcılığına açılsın” talepleri.
FSD’nin kampanyası her ne kadar Çinakop avcılığının durdurulması ve büyük ölçüde tahrip olan Lüfer stoklarımızın kurtarılmasını amaçlasa da, sürdürülebilir balıkçılık mücadelesinde bir bayrak görevi üstlenmiş balıkçılık sektörümüzün sorunlarının en azından stoklarımızın durumu açısından kamuoyuna duyurulmasında önemli bir görev üstlenmiştir. 1 yıldır yaptıkları militan ve etkin kampanyalar sayesinde “yavru balık avcılığı” medyanın ilgisini ve desteğini de arkasına alarak kamuoyuna taşınmıştır.
Greenpeace “uzun süredir küçük balık yoksa büyük balıkta yok” diyerek stoklardaki genç bireylerin aşırı avcılığına dikkat çekmiş, geçen yıl başlattığı “sizinki kaç santim” kampanyası ile cumhuriyet tarihinin en büyük kampanyasına imza atmıştır. Tüm tünyada stokların aşırı avcılık nedeni ile tahrip edilmesine karşı mücadele eden bu örgüt, endüstriyel balıkçılık karşısında geleneksel balıkçığı desteklemektedir.
Bu 2 sivil toplum hareketinin geçen yıl sürdürülebilir bir balıkçılık için verdikleri mücadelenin en önemli sonuçlarından biri medyanın gözünü ve kulağını denizlere/balıkçılığa çevirmesine neden olmuştur.
Bunlar Türkiye için yeni olaylardır ve bu olanların müspet etkilerini ilerleyen zamanlarda daha fazla göreceğimizden kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
Geçen sezon Liman mevzuatında yapılan bir değişiklik ile İstanbul bağazı içinde ki avlanma alanı genişletilmiştir. İstanbul boğazı dünyanın en dar göç yollarından biridir. Çanakkele boğazı ile birliklte kesinlikle gırgır avcılığına kapatılması gerek bir biyolojik koridor durumundadır. Ne yazıkki  getirilen karar ile avlak sahası büyütülmüş yaptığımız kampanyaya rağmen karar geri çekilmemiştir.
KKGM bu yılda geçen yıl olduğu gibi tebliğlere sahip çıkarak basiretini göstermiştir. Av sezonunun uzatılması taleplerini reddetmiş ve uluslararası suyun avcılığa açılması taleplerini ise sürdürülebilir bir balıkçılık için reddetmiştir.
Genel olarak baktığımızda geçtiğimiz yıl “sürdürülebilir bir balıkçılık mücadelesi” açısından bir müdafaa yılı olmuştur. Balıkçılığımızın sorunlarını kamuoyuna taşıma, örgütlenme ve mücadele açısından ise umutlarımızı yükselten bir yıl oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder